Evlat olsa!

Evlat olsa sevilmez diye başlığı görünce evlat olsa sevilmez Kemal Kılıçdaroğlu’ndan bahsediyorum sandınız değil mi, o da öyle de; bu kez fotoğraftaki şahısları kastediyorum. Hangisini mi, ikisini de. 

Önce hoca ile başlayalım, Jose Mourinho

2024 yılının 1 Temmuz günü Fenerbahçe, Portekizli teknik adamı büyük hava cıvayla transfer etti. O gün henüz tüymemiş olan şovmen yöneticisiyle el ele, diz dize kanatlanmış uçuyorlardı. İkinci evlat olsa sevilmeyenimiz Başkan Ali Koç o zaman da başkandı. Mutlulukları bir yıl bile sürmedi. 2025’in 18 Mayıs’ında Galatasaray ligin bitimine 2 hafta kala Kayserispor’u 3-0 mağlup ederek şampiyonluğunu ilan etti, 5’nci yıldızı taktı.

“Mourinho, Okan’ı donunda sallar, aha bak buraya yazıyorum” diye böğüren ahlaksızların dilleri de gübreliklerine kaçtı.

Buraya kadar garip bir şey yok; bildiğiniz birkaçı hariç 200 kelimeyle konuşabilen eski futbolcuların şöhret ve para için yamandıkları camiaları yalama yıvışıklığı. İşin diğer bölümü ise tabii ki bir takım şampiyon olup sevinecek diğerleri de sıralamadaki yerleri oranında üzülecekler. Birden fazla takımın şampiyon olabilmesine imkan yok.

MUSLERA’DAN TAKLACIYA

Dehşet verici hikaye Şampiyonlar Ligi ön elemesinde Fenerbahçe’nin Benfica ile eşleşmesiyle başladı.

Galatasaray Osimhen’in bonservisini astronomik bir rakama satın alınca Fenerbahçe altta kalmamak adına hamlelere başladı. Galatasaray’da palazlanıp Benfica’ya transfer olan Kerem Aktürkoğlu’na (2 sene önce kaptanı Muslera’ydı, geçen sene Otamendi, bu sene Taklacı Hakan!) kancayı taktı Ali Koç. Transfer itiş kakışından sonra Kerem’in attığı golle Benfica, Fenerbahçe’yi eledi. Birkaç gün sonra da Fenerbahçe’ye transfer oldu.

Şampiyonlar Ligi’nden elendikten sonra Fenerbahçe’nin hocası Mourinho garip açıklamalara başladı. Ali Koç da kendisini kovdu.

Buraya kadar da çok tuhaf bir durum yok.

Ancak evvelki gün Portekiz’in önde gelen gazetelerinden Correio da Manha ve CNN Portekiz, Benfica yönetiminin Mourinho ile prensip anlaşmasına vardığını duyurdu. Portekizli hoca da, “Benfica’nın teklifini kim geri çevirebilir” cevabıyla niyetini açık etti.

Bu garabette Kerem attığı golle takımını Şampiyonlar Ligi’nden eleyen ilk futbolcu oldu. Mourinho ise Şampiyonlar Ligi’nde elendiği takımın başına geçerek piyangonun büyük-küçük tüm ikramiyelerini kazandı.

Hiçbir şaibeyi akla getirmesek bile son derece mide bulandırıcı bir durum!

BİR BAŞKANA YAKIŞIYOR MU!

Başkan Ali Koç ise çok tuhaf bir insan. Kendi taraftarının üzerine atlıyor, İzmir’de sahaya dalıp çimlerde yuvarlanıyor, maç bittikten 2 saat sonra yanına emniyet müdürlerini de alıp boş stada dalıp sevinç yapıyor. Rakibin stat müdürünü dövdürüp yöneticisini tehdit ediyor vs.

Yaptığı dengesizliklerin haddi hesabı yok. Her hareketi, her konuşması bir Fenerbahçe Başkanı’na yakışmayacak küstahlıkta. Başarısızlıklarını örtmek için devamlı hayali düşmanlar yaratıyor. 

Alanyaspor beraberliğiyle 5 haftada Galatasaray’ın 4 puan gerisine düştü. Henüz biten bir şey yok ama psikolojik üstünlüğün Galatasaray’a geçtiğini iliklerine kadar hissediyor Fenerbahçeliler.

Bunu kırmak için çok tehditkâr bir açıklama yapıyor, doymuyor bir daha yapıyor. “Seçim öncesi kumpas” diyor, “İntikam” diyor, “Cihan Aydın daha da buraya gelemez” diyor, “Binler sahaya iner” diyor; diyor da diyor.

Sinirleri keman yayı gibi germekte bir sakınca görmüyor. Tek pozisyon üzerinden 4 puan geride olmanın izahı verilemez.

Bir de bunları yaparken o kadar kallavi okullarda okumuş olmasına rağmen acar yorumcular gibi 200 kelimelik sokak ağzını kullanıyor.

GALATASARAYLILAR’IN GÖNLÜ!

Neticede bize ne Mourinho’dan, istediği dolabı çevirsin. Bu hikâyeden sonra Türkiye’ye ancak turist olarak gelebilir, cehennemin dibine kadar yolu var.

Fakat Ali Koç öyle değil, Türkiye’nin en güçlü ailesinin bir ferdi. Evlat olsa sevilmez bir tip olmaya hakkı yok, ailesini bu kadar mahçup etmeye hakkı yok.

Fenerbahçe’nin hakkı böyle aranmaz; projeyle, planla, programla aranır, hata yapmayarak aranır. Rakibin talip olduğu futbolcuları daha fazla para vererek almakla da olmaz. Ne oldu şimdi hani Mourinho ile 3’lü defans oynayacaktın, Yeni teknik direktör Domenico Tedesco 4’lü oynatıyor. Semedo’nun mevcudiyetinden başlayarak biraz düşünürsek belirli bir futbol aklı yok. Kaldı ki en büyük rakibin 3 senedir şampiyon olmasına rağmen camia, “Futbol aklııııı” diye ortalığı inletiyor.

Kitleleri, “Gitme sana muhtacız” diye bağırtarak itibar sağlanmaz, eleştirilere kulak veren itibarlıdır. Bak görmedin mi en ünlü ekonomistin hâlini, itibarı saray sandı ülkeyi batırdı, sen de Fenerbahçe’yi batıracaksın. 

Neden mi?

Ne kadar akıllı fikirli Galatasaraylı tanıdığım varsa pazar günkü seçimde hepsinin gönlü senden yana😊

Visited 78 times, 1 visit(s) today