Browsing Category Adventure

Sıcak, çok sıcak olacak!

Şarkı sözü değil, ciddi bir uyarı!
İnsanoğlunun da etkisi var ama Dünya’nın kendine göre bir düzeni var ve biz ne yaparsak yapalım o bildiğini okuyor.
Ne bilim adamıyım ne de meteorolog. Sadece bu konulara ilgim var; önüme geleni izler, elime geçeni okurum. Muhakeme yeteneğime de güvenirim.
Sıcaklardan önce durumdan rantlananları anlatayım sizlere. Sadece bizim ülkede değil tüm dünyada var bu şerefsizlerden.
Dürüst bilim adamlarını bir kenara bırakalım desem bir elin parmaklarını geçmez.
“Yangın yaparak” para kazandıkları için menfaatçi bilim adamları devamlı felaket senaryoları yaratarak halkı korkuya yönlendirirler.
Deprem, meteorolojik felaketler, hatta göktaşlarının Dünya’yı yok edeceğini öne sürerek araştırmaları için devletlerden büyük para kopartırlar. Karışık laflar ve icat ettikleri anlaşılmaz jargonla halkın korkusunu paraya çevirirler.
Sade bir şekilde olanları ve olabilecekleri anlatmaya çalışayım.

BİLDİĞİN PİÇ KURUSU

Herkesin dilinde El Niño diye bir şey var. Kısaca batıdaki sıcak su kütlesinin (Japonya- Avustralya hattı) doğuya doğru (Alaska-Şili hattı) hareket etmesi sonucu Doğu Pasifik’in ısınması, termoklin seviyesinin de (değişik sıcaklıkta iki su kütlesi arasındaki su tabakası) doğuda okyanus derinliklerine doğru daha da ilerlemesiyle meydana geliyor.
Hepimizin anlayacağı dilde; Pasifik Okyanusu’nun ortasından doğusuna kadar sıcak sulu bir bölge oluşuyor. Güneye kuraklık kuzeye ise nem salıyor. Bu şekilde sıcak ve kurak yerleri daha sıcak ve kurak, soğuk ve yağışlı yerleri ise daha soğuk ve yağışlı yapıyor. Kelime anlamı oğlan çocuğu, bizim dile çevirirsek sanırım “Ulan”, tam olarak da “Piç kurusunun” karşılığı oluyor!
İyi yaptığı hiçbir şey yok, işi gücü itlik puştluk. Ablası var La Niña diye. Onu da melek kızım diye çevirebiliriz. Serinlik ve bereket getiriyor, sıcaklıklıkları dengeliyor.
Bu sebeple erkek çocuk sahipleri hep, “Ah bir de kızım olsaydı” diye hayıflanmıyorlarsa ne olayım🤓

BU SENEKİ SICAKLIKLAR FRAGMAN!

Hepimiz balık hafızalıyız (Balıklara büyük hakaret bu nitelendirme. Bence ülkemizin yarısının az fazlasından daha akıllı mesela yumurtlandığı yere bütün dünyayı dolaştıktan sonra yumurtlamaya giden bir somon balığı türü), daha haziranda yağmurlara, sellere, soğuk havalara bakıp, “Bu sene yaz gelmeyecek herhalde” diyen biz değil miydik!
Piç kurusu bahar yağmurlarını azdırmış belli ki, şimdi de yakıyor bizi.
Sıcaklıklara dokunuşunu yaptı, eylül sonuna kadar sürecek ne yazık ki. Arada bir iki fırtına, aşırı yağış, dolu atar.
Kötü haber ise bu sene fragman, şenlik 2024 yazında olacak.
Literatürde 2 ile 7 yılda bir olur diyor ama benim gözlemlerime göre net 7 yılda bir oluyor bizim topraklarda. İstanbul’da 2017’deki dolu yağışını hatırlıyor musunuz? 2016 El Niño senesiydi.
Dünya’da 2010’da meydana gelen doğal afetlerde yaklaşık 295 bin insan yaşamını yitirdi. 2009 yılında ise doğal afetlerde sadece 15 bin kişi hayatını yitirmişti.
Böyle bir şey işte El Niño, kaçış yok. İnsanoğlu Dünya üzerinde olsa da yapacak puştluğunu olmasa da.

GÜCÜMÜZÜN ÇOK ÖTESİNDE BİR GÜÇ

Bitmedi, eğer okyanustaki su ısınması 2 dereceyi geçerse Süper El Niño oluşuyor. Daha şiddetli yağış ve sıcak demek. Hem de bir yıl için değil, 4-5 yıl için. Bu sene ihtimal yüzde 25 gerçekleşmesi için Süper El Niño’nun.
Başka hikayelerle de birleşirse buzul çağları, kuraklıklar, çöl oluşumlarını falan tetikliyor yaramaz!
Ve insanoğlunun elinde bunu engelleyebilecek hiçbir şey yok. Gaz salınımlarını, küresel ısınmayı durdurabilmek için oluşturulan Kyoto Protokolü ve Paris Antlaşması’nın iki milyar misli kuvvetinde.
Bu arada aralarında bizim de bulunduğumuz 197 ülke Paris Anlaşmasını imzaladı. Ancak yine aralarında olduğumuz 6 ülke; Eritre, İran, Irak, Libya ve Yemen bu anlaşmayı onaylamadı. Yan yana durduğumuz ülkelere bakarsak kesin kıskanılıyoruzdur Almanlar, Fransızlar, İngilizler falan tarafından!
Ne yazık ki AKP ve AKP Genel Başkanı ve aynı zamanda cumhurbaşkanlığı da yapan Recep Tayyip Erdoğan ülkemizi dünyadaki en istenmeyen ülkeler arasına sokarak hedeflerine ulaşıyorlar!

PAZAR GÜNÜNE DİKKAT!

Sonuç olarak terlemekten alın yazılarımızın silindiği (Sağol Halil Ağabey) sıcaklıklar tüm şiddetiyle devam edecek. Seneye ise bu günlerimizi, “Serin bir yaz günü yaşamışız” diyerek anacağız. Bu sene de olacaktır belki ama 2024 yazında kesin kafamız kadar dolu yağacak tepemize. “Eeeeee şu ilde, bu ilçede geçen yaz da yağdı dolu” dediğinizi duyuyorum. Türk Basını için İstanbul önemlidir maalesef! Bir bina yıkılsa 10 ilde deprem olmuş kimin ipine; tüm kanallar o tek binayı gösterir, tüm gazeteler o tek binayı yazar.
Özellikle bu kış İstanbul’da kartopu oynayabileceğimizi öngörüyorum. Her kış yolları kapanan doğu illerimize Karadeniz, İç Anadolu, İç Ege’den de arkadaşlar ekleneceğinden adım gibi eminim.
Tek sevindirici habere ise sevinemeyeceğiz ne yazık ki!
Önlemleri alırsak balığı bollaştırma ihtimali var gözlemlerime göre El Niño’nun önü ve arkası balık yapar. Geçen seneki palamut ve hamsi bolluğunu hatırlarsınız umarım. Aynısını yavrularını yakalayıp yemesek lüferde de yaşayacağız.
Defneyaprağı, çinekop hatta sarıkanat satın alıp yiyenler benim gözümde cahil, sorumsuz, şımarık insanlardır. Başka bir şey daha diyorum onlara ama burada yazamam.
Yemeyin kardeşim balıkların çocuklarını. Siz yemezseniz, yasak olmasına rağmen avladıkları bebek balıkları satamayan hain balıkçılar belki göz koymayı keser yavrucaklara!
Biraz bilim, biraz meteoroloji, biraz çevre; uzun süredir anlatmak istediğim konuyu yazmama amansız sıcakların vesile olması çok manidar oldu benim için.
Bir Eskimo kadar sıcağı sevmem, ameliyatımla beraber iyice daralttı sıcaklar. Ne yazık ki yapacak bir şey yok bol bol su içmekten başka, aman ihmal etmeyin ve pazar günü de dikkat edin kendinize!
Neden mi? Dediydi dersiniz🔥