Gerçekten garip bir ülkede yaşıyoruz. Bugün iki eş değer seviyesizlikte gelişmeden bahsedeceğim.
Birinin kahramanı bakan ikincisininki teknik direktör.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, hikayesine baksan okumuş etmiş bir adam. “Liyakatsiz” denilemeyecek bir tip. Ancak tam da, “Okumakla her şey bitmiyormuş” lafının maddeleşmiş örneği.
“Emeklilerimize aylıkları düzenli nasıl ödeyebiliriz telaşı içindeyiz” buyurmuş dün. Söylenecek çok şey var ama ailecek yeni dava istemiyoruz.
Sadece birkaç sorum var Sayın bakana. Emekli maaşlarını nasıl ödeyeceklerinin telaşı içinde olacağına başka ödemelere telaş duysa!
Mesela…
– Onlarca cumhurbaşkanlığı sarayının giderleri için telaşlansa.
– Onlarca cumhurbaşkanlığı uçağının, yüzlerce lüks otomobilin, binlerce personelin masrafları için telaşlansa.
– Tuvalete bile özel uçakla gitmek isteyen bürokratlara nasıl para yetiştireceğim diye telaşlansa.
– Bir müteahhit para kazansın diye boşa yapılan yollara, köprülere, havaalanlarına vs. “Yolcu garantisi” adı altındaki avantaları nasıl öderiz telaşına düşse.
– Büyük çoğunluğunu günde 5 kez 3 dakikadan toplam 15 dakika çalışan, 145 bin personeli bulunan diyanete (2025 bütçesi 130 milyar lira) nasıl para yetiştireceğinin telaşında olsa.
– Birbirlerine 100 metre uzaklıkta ve bomboş duran (Bu da ayrı yazı konusu) 90 bin caminin masrafları için telaşlansa.
– Acımasız ve görgüsüzce satın alınan ve dağıtılan makam araçlarının maliyetleri için telaşlansa.
Ama telaşlanmaz, emekli kolay hedeftir; ezildikçe sesi çıkmaz. Beyni yıkanmış olanlar üstüne üstlük sefaletlerinden zevk de alırlar.
Özel sektörün patron yalakası yöneticileri kullanırdı, “Zam yaparsak adam çıkarmamız gerekecek, belki piyango sana vurur” taktiğini.
Bir bakanın bu yolu tercih etmesi gerçekten acınılacak bir durum!
SEN ADAM MISIN MOURİNHO
Belki de dünyanın en önemli teknik direktörü. O da, “Ben sana teknik direktör olamazsın demedim, adam olamazsın dedim” lafının maddeleşmiş hâli.
Konyaspor maçından sonra canlı yayın için yayıncı kurumun reklamlarının bitmesi bekleniyor. Bütün basın mensupları salonda yerlerini almışlar. Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho yukarıdaki fotoğraftaki görüldüğü gibi oturuyor salona nazır.
Ulan insan yalnızken utanır öyle oturmaya, karşında onlarca gazeteci var.
Onlarda da hata; bir tanesi çıkıp, “Ne biçim oturuş lan o öyle teres, toparlan bakalım” diyememiş.
Sadece oturuşuyla değil, geldiği günden beri söyledikleriyle de karakterini gösterdi.
O kompleksli “Sıpayşılvan” egosuyla Türkiye için sıklıkla kendini fazla gördüğünü anlattı.
Beğenmiyorsan defol git, zaten bir bok oynatamıyorsun takıma; para haysiyetinden daha tatlı değil mi!