Ölümsüz

Aradan geçmiş 85 yıl, sanki yeni o uğursuz haberi almış gibiyiz. Dost düşman, yeryüzündeki tüm ülkeler, tüm halklar saygıyla anıyorlar yüce önderimiz Atatürk’ü.

Sabah erken kalktım, karşımızda ilkokul var. Bıcır bıcır koşturuyor çocuklar. “Bu dünya tatlılarıyla beraber anmalıyım Ata’mı” diyerek apar topar giyindim. 9’a 2 kala okulun kapısındaydım. Çocukları görebilmek ne mümkün; binlerce veli doldurmuş devasa bahçeyi.

Herkesin gözünde üzüntü var ama gururla yoğrulmuş bir üzüntü.

Tarifi mümkün deği kıyaslanamaz da, kısaca Bayern’e deplasmanda yenilmiş ama son dakikasına kadar rakibi korkudan zangır zangır titretmiş bir takımın taraftarındaki ruh hâli gibi gururlu kalabalık.

Müdür dertli, çocukların tepesine çıkmış veliler, “Lütfen çocuklarımıza yer açalım”diyor panikle. İki dakika kaldı o olmayasıca saate.

Bir yandan da, “Niye geldiniz ki, anmamızı yapıp sınıflara dağılacağız” diyor Ata’mın dev posterini sevimli bir bakışla göstererek.

Belli ki çok dikkat ediyor söylediklerine. Alçağın biri şikayet eder falan diye temkinli. Daha 10 gün önce Emine Öğretmen’in başına gelenleri düşünüyor bu gaddarca yönetilen ülkede.

Anayasa Mahkemesi’ni sallamayıp bir de suç yüklemeye çalışan Yargıtay’daki gözü dönmüşler geliyor aklına.

TOPYEKÜN AĞLIYORUZ

Neyse uzatmayalım, sirenler ötmeye başlıyor. Mutlak sessizlik. Sadece sirenlerin ve kornaların tüyler ürpertici, kulakları tırmalayan hüzünlü homurtuları duyuluyor. Kuşlar bile bir dala dizilmiş bizi izliyorlar. Ortada ne bir kedi ne de bir köpek var. Bir velinin telefonu çalıyor. “Hangi geri zekalı arıyor” diye düşündüm, bulamadım. Büyük ihtimal dolandırıcıdır ya da resmi dolandırıcıdır. Vodafone, 132 lira olan tarifemi 313 lirayla avantajlı bir şekilde yeniledi. Yüzsüz bir de diyor ki, “Yeni müşterilere 350’den başlıyor.” Kıymetlerini bilmeyip nankörlük yapıyormuşum gibi hissettiriyor bir de çakal.

Telaşlanan veli apar topar kapatıyor telefonunu etrafına suçlu gözlerle bakarak.

Sonra gözümü Ata’nın posterinden ayırıyorum.

O da ne!

Tek sulu göz ben değilmişim. Topyekün ağlıyoruz. Reklamda o çocuğun dediği gibi, “O gün bütün Türkiye yağmur yağmadan ıslandı.”

Sonra İstiklâl Marşı.

Sessizce dağılıyoruz, minikler şiirlerle uğurluyorlar bizi. “Ulan bu yeni nesil, nasıl bir şey” diye geçiriyorum içimde. Her şiir okuyan velet sanki Genco Erkal’ın minyatürü mübarek. Bıraksan oynayıverecekler oracıkta Bir Delinin Hatıra Defteri’ni!

ABDÜLHAMİD’İN BORÇLARINI ÖDEDİ

Okulu terkederken bir anda aydınlandım. Ata’mın neden ölümsüz olduğunu buldum.

85 sene önceki vefatına bu sabah yaşları 6 ile 90 arası yaklaşık bin 500 kişi hep beraber gözyaşı döktük, ülkenin dört köşesinin de farklı olduğunu sanmıyorum.

Ondan daha iyi giyinen kimsenin olmadığını gelen anma mesajlarındaki fotoğraflardan çözdüm.

Popüler bilimimizin iki starı İlber Ortaylı ve Celal Şengör bile Ata’mın bilgilerine hayranlar. “Müthiş bir adamdı” falan diyor İlber Ortaylı. Kaldı ki normal konuşmada Belçika Kralı III. Leopold’ün kuzeninin kayınbiraderinin ne işler çevirdiğini anlatabilen bir tip İlber Ortaylı.

Bütün dünya liderleri ayağına gelmiş.

Yeni bir ülke kurarken bazı cahillerin hayran olduğu V. Murad’ın, II. Abdülhamid’in, V. Mehmet’in yaptığı borçları da ödemiş.

Fabrikalar kurmuş, Köy Enstitüleri’ni hayata geçirmiş, imamların hukuk dersi verdiği üniversitelere ithal hoca getirtmiş. Bugünkü bilim adamlarını kaçırtıyor, yerlerine imam atıyor.

Türk kadınına neredeyse dünyadan önce özgürlüğünü vermiş. En erken seçme seçilme hakkına sahip olmuş kadınlarımız sayesinde.

KARİZMA GİBİ KARİZMA

Her şeyin en iyisini yapmış Atam.

Öldükten sonra bile karizmasını kaybetmemiş. Kendisine kötü söz söyleyeni yattığı yerden dize getirebiliyor.

AKP Genel Başkanı ve aynı zamanda cumhurbaşkanlığı da yapan Recep Tayyip Erdoğan tabanına şirin görünmek için üstü kapalı Atatürk ve İnönü’ye “İki ayyaş” dedi. O öyle dedi diye de değer kaybetmedi o iki kahraman.

Ancak lafın sahibi geçen hafta Ata,’mın manevi huzurunda hazıroldaydı. Bayılıyorum bu tükürdüğünü yalama mevzularına.

Bir de takkeli cüppeli bir tip var; Diyanet İşleri Başkanı.

O kadar çok korkuyor ki 85 yıl önce bu dünyadan giden Ata’mdan, adını bile ağzına alamıyor. İyi de yapıyor, üç kere çalkalaması lazım ağzını adını ağzına almaya niyetlendiği gün, kuru kuruya olmaz.

İşte bu sebeple ölümsüz Atam.

Seveninin sevgisini her sene bir parça daha artırırken sevmeyeninin de korkusunu her geçen sene katlayarak büyütüyor.

Visited 114 times, 1 visit(s) today