Superonline, yani Turkcell’den bahsediyorum; merak edenler için birine “Arsız ya da pişkin” demek hakaret değil.
Neden mi arsız ve pişkinler?
Bir ayda üçüncü kez ev interneti çalışmıyor. Neredeyse tuvaletin bile internetle çalıştığı bir devirde bir ayda üç (3) kez arıza yaşamak iğrenç bir durum.
Dünyanın en yavaş interneti biliyorsunuz ki Türkiye’de. Sebebi çok basit; ne kadar ekmek o kadar köfte! Altyapına para harcamazsan hızlı internet sağlayamazsın. Üstüne üstlük de zırt pırt arızalanırsın.
SUPERONLİNE HAZRETLERİ!
Bu kadarla bitse iyi. Telefon ettim Superonline’a. Ruhsuz, umursamaz bir kız çıktı karşıma. “Sizin bölgenizde genel bir arıza var” dedi.
“Ne zaman giderilir” diye sorduğumda fırça atar tarzda, “Bunu bilemeyiz, arıza giderilince sorun kalmaz” gibi bir laf etti. Israrlı sorularıma hep aynı yanıtı verdi. O kadar üstten üstten konuşuyor ki sanırsınız Superonline aç karnımızı doyuruyor.
Baktım ki papağana ne söyleyeceği ezberletilmiş, bir üstüyle görüşmek istediğimi söyledim. En geç üç saat içinde yetkilisinin beni arayacağını söyledi.
Dördüncü saatteyiz; hem arıza sürüyor hem de yetkili ortalarda yok.
OPERATÖRLER SANKİ PROFESÖR!
Sinir bozmadan bu ülkede bakkala bile gidilemiyor. “Çıkayım hava alayım, yürüyeyim biraz şekeri düşüreyim” dedim. Dönüşte bakkala uğrayıp sigara aldım. Benim içtiğimin paketi 63 lira olmuş!
Yufkacı para üstünü madeni 5 liralıkla verdi, yeni çıkmış!
Emeği geçenlerin tamamına ağzımı doldura doldura dışımdan bela okudum, içimden geçirdiklerimi buraya yazamam.
Superonlinecılar’a “Mağduriyetimi nasıl gidereceksiniz” diye sorduğumda, “Faturanızı ödedikten sonra itiraz edersiniz, kullanamadığınız gün kadar indirim bir sonraki faturanıza yansır” dedi kız çocuğu pişkince ağzını yaya yaya.
“Bak kızım lafım sana değil ama şirketini yönetenlerin iki yakası bir araya gelmesin” dedim. İçimden de tüm Turkcell ailesinin hatırını sordum.
Umarım oturdukları yerde hoplamışlardır!
