Ya da, “Gel seni itina ile sürüm sürüm süründüreyim.”
Siyasal İslam’ın birinci maddesi, “Benim gibi düşünmüyorsan…” diye başlar. Ülkedeki duruma göre kafa kesmeden özgürlük kısıtlamaya, iş ambargosundan itibar zedelemeye doğru hafifler. Ne zaman güç kazanır, kafa kesmeye doğru işi ilerletmeye çalışır. Ellerinde olsa kendi gibi düşünmeyenlere bir nefes hava vermezler ve bu sırada da en ufak bir vicdan azabı çekmezler. Çünkü onların kafa yapılarında kendi gibi düşünmeyenlerin yaşam hakları yoktur.
Uç noktadan yola çıkarsak, kısaca; bir ateiste yetki versen, “İnanan tüm insanlar ağzından çıkacak tek lafla yok olacak” desen, “Hadi lan manyak, olur mu öyle şey” der. Bir kökten dinci tüm ateistleri tek lafıyla yok etme gücünü düşünmek için saniyesini harcamaz, yok ediverir.
UNUTURSAN UNUTULURSUN!
Yaklaşık 6 ayda bir facia yaşıyoruz, normal ülkelerde bakan, başbakan, devlet başkanı götürür bu facialar. Artık Almanya, Japonya gibi aşmışlardan değil örnekler, Sırbistan, Yunanistan gibi demokrasileri çok da gelişmemiş ülkelerden geliyor istifa haberleri!
Sırbistan’da çatı çöktü 14 kişi hayatını kaybetti. Halk sokağa dökülerek, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Goran Vesiç’i istifa ettirdi. Devlet Başkanı Aleksandar Vuçiç de istifa edene kadar eylemlerine (Yukarıdaki fotoğraf Belgrat’tan) devam edeceklermiş, kolay gelsin.
Yunanistan’da tren kazası oldu, 57 kişi hayatını kaybetti. Ertesi gün Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Kostas Karamanlis istifa etti. Olayın üzerinden 2 yıl geçmesine rağmen Yunan halkı canı sıkıldıkça Atina’daki parlamento binasının önündeki Syntagma Meydanı’nda toplanıp faciayı unutmadıklarını hatırlatıyorlar penguen kılıklılara!
TATLI SU SOLCULARI!
Deprem oluyor, resmi olmayan rakamlara göre 200 bin insan hayatını kaybediyor, tık yok. Tren kazaları oluyor tık yok, maden faciaları tık yok, yangın tık yok, sel tık yok. Bırak sorumluluğu insan vicdanına yenik düşer de çeker gider!
Bizim ülkede aslaaaa!
Hep haklıdır koltuk sahibi, oraya oturma sebebi, “Bana ve benden olanlara yağdır Mevla’m”dır.
Son yangın faciasında çıkmadı mı; oteli denetleme yetkisi Turizm Bakanlığı’nda.
Denetlemiş mi?
Hayır.
Eeee, daha niye lafı uzatıp gerip çekiyoruz ki. Bazı geri zekalılar yok otelin ruhsatı yokmuş, kayıtlardan silmişler, bilmemneredeki pansiyonla aynı ruhsat şeysine bağlıymış gibi aptal haberler yapıyorlar. Hesapta muhalif gazeteci ama beyin yok. Tatlı su solcusu bunlar, kendilerini Norveç’te sanıyorlar. Kim takar lan ruhsatı muhsatı, adamlar Anayasa’yı sallamıyor.
Düz mantık, Sıdıka Nine’nin de anlayacağı şekil gireceksin olaya.
Yetki kimdeymiş?
Turizm Bakanı’nda.
Derhal istifa etmeli.
Yok tur şirketi varmış yok orman alanlarına otel konduruyormuş, karısı şemsiye tutturuyormuş, harçlık veriyormuş; bunlar sonranın işleri. İlk hedef koltuktan kaldırabilmek.
Birini kaldırmayı başarabilirsek belki diğerlerini de kaldırabilmenin yolu açılır.
HAPİSTE TEK O KALDI
Şu gerçeği asla unutmamalı, bugünkü adalet sisteminden beklentisi olanlara ufak bir hatırlatma…
301 kişinin hayatını kaybettiği Soma Maden Faciası‘nın üzerinden 11 yıl geçti. Sahibinden madeni denetleyenlere, müdüründen güvenlik şefine, ıdısından dıdısına içeride kimse kalmadı. Hapiste yatan tek kişi ölen madencilerin haklarını bilabedel savunan Avukat Can Atalay!