Delüzyon!

Türk Futbolu’nun bugünkü halini anlatan en iyi kelime bence. Biraz tıbbi, biraz hastalık tanımı gibi bir şey ama tam da problemin teşhisi. En yakın Türkçe karşılığı, “Sanrı”.

– “Gerçekte var olmayan gördükleri ya da duydukları şeylere sıkı sıkıya bağlanabilir ve aksi yönde kuvvetli kanıtlar olsa bile bunu kabul etmek istemezler.”

Delüzyona uğrayanların anlayacağımız dildeki durumları bu şekil.

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç 3 Haziran 2018 yılından bu yana başkanlık koltuğunda oturuyor, 7’nci sezonunu yaşıyor.

İlk sezonunda 6, ikinci sezon 7, üçüncü sezon 3’üncü sırada tamamlamış ligi. Son üç sezondur da 2’nciliği kimseye bırakmamış.

Altı senenin üçünde Şampiyonlar Ligi vizesi almış Süper Lig’den ama sınırı geçememiş.

Başkan hiç memnun değil, şampiyon olmak istiyor. Başarıyı şampiyonlukla ölçüyor vs. Tüm söylemleri her sezon başı aynı, “Bu sene şam-pi-yon o-la-ca-ğız”.

Tıpkı ülkeyi 22 senedir yöneten AKP Genel Başkanı ve aynı zamanda cumhurbaşkanlığı da yapan Recep Tayyip Erdoğan’ın her yılbaşında tekrarladığı “En zor sene geride kaldı. Bu yıl şahlanacağız” söylemine benziyor🤣

Bak yazarken ampul yandı; demek ki uzun süreli tek adam rejimleri istenen randımanı vermiyormuş🤔

GELELİM KONUMUZA

Lafı uzatmaya gerek yok, Başkan Ali Koç ve saz arkadaşları büyük bir delüzyon içindeler. Hatta camianın delüzyona kapılması adına ellerinden geleni yapıyorlar. Ligde en az kayırıldığını iddia ettikleri Galatasaray kadar kayırılmalarına rağmen mağdur rolü oynuyorlar. 

Kalecisinden golcüsüne kadar Galatasaray’ın kadrosunun daha iyi olduğuna tüm Fenerbahçeli taraftarlar bile yemin edebilir.

Livakoviç mi Muslera mı, Djiku mu Davinson mu, Fred mi Sara mı, Szymanski mi Mertens mi, Nesyri mi Osimhen mi?

Hangi Fenerbahçeli bu değişiklikleri kabul etmez, ya da hangi Galatasaraylı değişikliğe razı olur; Mertens’i verip Szymanski’yi alır takımına. Bir Fenerbahçe taraftarına, “Ver Nesyri’yi al Osimhen’i” desen kabul etmez mi.

Anlaşılacağı üzere aradaki fark hakem, MHK, federasyon, siyasi güç falan değil, bildiğin saf güç.

İki takım arasındaki güç farkı 21 Eylül 2024’te Kadıköy’deki lig maçında ortaya çıktı. Hakemlik tek kusur maç 3-0 olduktan sonra 6-7 olmasın diye Fenerbahçe lehine yaratılan penaltıydı. Lapinler atlamasın, ben “Fenerbahçe bu kadrosuyla Galatasaray’ı yenemez” demiyorum, “Görünen bariz bir güç farkı var” diyorum. Yani 10 maç yapsalar 8’ini alır Galatasaray, gerçek bu.

OPORTÜNİZMİN DİBİ!

Aslında Başkan ve saz arkadaşları da bu gerçeğin farkındalar ama delüzyona yatmak yedirebildikleri için en oportünist çözüm.

Son bir bilgi, Hatay’ın 2-1’le geçilmesine rağmen taraftarın, “Yönetim istifa” diye bağırmasının sebebi dünkü yönetim kurulu toplantısında, “Stada giren rakip takım taraftarlarının işi” olarak karara bağlanmış.

Bu haber doğru mudur yanlış mıdır emin değilim ama doğru olma ihtimalini düşünmem bile çok vahim değil mi Başkan ve saz arkadaşlarının ruh durumunu anlamak adına!

KOF ÇIKTI

Alemlerin delikanlısıydı, statta hakem rehin alıyordu, Trabzonspor’un kupasını çalanları tepeleyecekti, esiyordu, gürlüyordu, belindeki silahıyla tüm Trabzonsporlu taraftarların kahramanıydı.

Sonra zarlar yan geldi, kendini bir anda Türkiye Futbol Federasyonu Başkanlığı koltuğunda buldu. Başkan seçilmeden önceki tükürdüklerini yalamasını, “Koltuğun ciddiyetine yakışır davranıyor” diyerek bir şekilde anlayabiliriz.

Ancaaaak…

Bir ay önce VAR hakemlerinden şikayet edip yabancı VAR hakemi isteyen Galatasaray Camiası’na bilmiş bilmiş, “600 sene dünyayı yönetmiş milletin evlatlarıyız dedik, kendi evlatlarımıza güvenmeyeceğiz de yabancıya mı güveneceğiz” diye cevap veren İbrahim Hacıosmanoğlu dün aniden çark etti.

Galatasaray’a hakem hatalarıyla yenildiklerini iddia eden Göztepe heyeti Başkan Hacıosmanoğlu’nu ziyaret ederek yabancı VAR istedi. Başkan bu isteği hemen kabul ederek, “Türk hekemlerine çok destek verdim ama onlar beni arkamdan vurdular. Benim televizyon başında gördüğümü onlar bir sürü açıdan bakıp, nasıl göremez? Arkadaşlara söyledim, ligin ikinci yarısıyla birlikte artık tüm maçlara yabancı VAR’ın gelmesi için çalışacağız” açıklamasını yaptı.

Sayın Başkan, adamlık belde silah, korumalarla dolaşıp kaş çatarak, tehdit ederek olmaz. Adamlık ağzından çıkan lafların arkasında durarak olur. Duramıyorsan da günah keçisi aramaz, önce kendi kelleni alırsın!

Visited 108 times, 1 visit(s) today