Şehitler ölür!

Aklı devamlı karışan ve başkalarının ülküsü için kendi ülküsünden vazgeçen Devlet Bahçeli’yi “Devlet Aklı” ilan edip dipsiz bir kuyuya ipsiz iniyoruz. 

Bu ülke böyle bir akla ve bu akla iki kat perde arkasından destek verip de işler terse dönerse sorumluluktan kaçacak bir zihniyete asla emanet edilemez. 

Bakın başkalarının ülküsü için kendi ülküsünden vazgeçen Devlet Bahçeli 15 Eylül 2015’te kürsüye çıkıp neler demiş…

HANGİ BAHÇELİ GERÇEK?

– PKK beslemelerine, Kandil hayranlarına, aşı ekmeği hıyanet olan imzacı sözde aydınlara gün doğmuştur. Şehitlerin kanı, adı sanı yakinen bilinen yıkım kadrolarının eline bulaşmıştır.

– Erdoğan ve İmralı canisinin müştereken terfi ettirip PKK’ya armağan ettiği ne kadar isim varsa, dahil oldukları müzakere ve melanet kadrosuyla tarihe kara bir leke olarak geçeceklerdir.

– Brüksel’den Oslo’ya, Kandil’den İmralı’ya kadar pazarlık ve bölüşüm planlarında ana aktör olan AKP-PKK ve HDP’nin BOP’un ara istasyonları olduğu iyice belirginleşmiştir.

– Türklük ve Türkiye düşmanlarına kulağını kaptıran bu zihniyet, ne teessüftür ki, bizi duymadığı yetmezmiş gibi samimiyetle bile dinlemedi.

– 20 Temmuz’dan bu tarafa 71’i asker, 53’ü polis, 3’ü de korucu olmak üzere 127 şehidimizin kanı AKP’nin alnına yapışmıştır.

– Recep Tayyip Erdoğan Türk devletinin sinir uçlarıyla oynadıkça, milli mukavemetin bir duvarı çökmüştür.

– Kısaca AKP isimli şer ve çıkar ittifakı, bütün ikaz ve itirazlarımıza rağmen, Türkiye’yi terörün harman yerinde saman gibi savurmuştur.

– AKP sayesinde Türkiye çakılmayla son bulacak keskin bir inişe geçmiştir.

– Gerçekten de Türkiye’ye diz çöktürmek, boyun eğdirmek, teslim almak isteyen ne kadar hain ve kökü dışarıda mihrak varsa AKP’nin arkasında hizaya girmişlerdir. PKK bunlardan yalnızca bir tanesidir.

– 29 Nisan 2013’de, “Bu süreç, şiddetin bir yöntem olmadığını fark edildiği, şiddetin terk edildiği, fikrin ve siyasetin egemenlik ilan ettiği bir süreçtir” diyen Erdoğan’a mı inanalım;

– Yoksa 6 Eylül 2015’de, “Çözüm süreci bunlar tarafından ihanetle değerlendirildi. Çözüm sürecini bunlar adeta Güneydoğu’da, kısmen Doğu’da kendileri için silah stoklama süreci olarak değerlendirdiler” diyen Erdoğan’a mı kanalım?

Sanki zamanında daha iyi siyaset yapıyormuş.

Neyse, neyin ne olduğunu kafatasının içinde fındık kadar beyni olanlar anladı. Anlamayanlarda ya beyin ya da vatan sevgisi yoktur. 

CEHENNEMİN DİBİ YERİDİR

Şehit cenazelerinde “Şehitler ölmez, vatan bölünmez” diye bağırır şehidin sahibi şehir. Yıllar önce maç takibi için gittiğim Manisa’da bir şehit cenazesine rast gelmiştim. Daha önce çok üzüntü görmüştüm ama böylesine ilk kez şahit oluyordum, sanki şehir ağlıyordu; ateş aileye değil Manisa’ya düşmüştü dev bir göktaşı kılığında. Az sonra maça gidip, seyredeceğim için vicdan azabı çekiyordum. Bana mı öyle geldi bilemiyorum ama atılan gollere iki takım taraftatları bile her zamanki gibi sevinmemişlerdi.

Deplasman maçı sonları adettendir, iki lokma yemek yenir, içilir; doğru havaalanına gittik uçağın kalkmasına saatler varken!

Son sözüm:

Bebek katili terörist başının, Kürdistan hayaliyle yaşayanların, göğsünü gere gere “Türk’üm” diyemeyenlerin yeri meclis değil cehennemin dibidir

Aksi hâlde hakkını helal etmez, şehitler ölür! 

NOT: Yazının başındaki fotoğraftaki yaşlı adamın adı Salih Çalışkan, Hatay’da yaşıyor. 10 Temmuz 1996’da Van’da şehit olan oğlu Mehmet’in mavi beresini o günden bu yana bir dakika bile kafasından çıkarmadı. Siz siyasilerin kafası almaz ama acılar asla unutulmuyor.

Visited 82 times, 1 visit(s) today