Hain TFF

Türkiye Futbol Federasyonu bu ülke futbolunun 250 gram olan ağırlığını bile kaldırabilecek kapasitesi olmayan insanlar tarafından yönetiliyor.

Çok mu ağır oldu!

Yok canıııım, hafif bile oldu. Hepimiz biliyoruz ki sorun sadece kapasitede değil.

– Federasyonu göreve kim getirdi? 

– AKP. 

Getirdiği adamlar yerine başka adamlar getirseydi bir şey değişecek miydi. Bir öncekiler, ondan öncekiler, daha da öncekiler bunlardan farklı mıydı?

Bilgin Ağabey’in (Gökberk), “TFF’yi yönetenler ile THY’yi yönetenler yer değiştirseler iki kurumun da işleyişinde hiçbir şey değişmez” diye yazmaktan kaleminde mürekkep kalmadı.

Sonuna kadar doğru. Hatta Genel Kurmay Başkanı ile Kızılay Başkanı, TCDD Genel Müdürü ile Boğaziçi Üniversitesi’ne atanan rektör de yer değiştirse hiçbir şey değişmez.

Çünkü bu saydıklarımız ve geri kalan tüm kurumları tek bir ağız yönetiyor; Aksaray!

Eskiden “AKP Genel Başkanı ve aynı zamanda cumhurbaşkanlığı da yapan Recep Tayyip Erdoğan yönetiyor” derdim ama artık onun da yönettiğini sanmıyorum.

Bence sağlık sorunları nedeniyle liyakatı Diyojen’in feneriyle aradığı insanı bulabilmesinden daha imkansız olan bir ekip tarafından yönetiliyor.

Bundan seneler önce Siirt’te AKP Genel Başkanı ve aynı zamanda cumhurbaşkanlığı da yapan Recep Tayyip Erdoğan’ın danışmanlarını görmüştüm. Görmez olaydım; bıraksan Siirt’ten değil Ankara, Batman’a kadar bile gidemeyecek görüntüleri vardı.

Neyse sorunun kaynağını anladık, gelelim TFF’ye.

AKSARAY, AKSARAY, AKSARAY! 

Öyle ya da böyle TFF’yi yönetmek devamlı kapasitesi artırılan ve siyanürle oynanan altın madenini yönetmekten daha kolaydır diye düşünüyorum.

Yayın ihaleleri, sponsorlar hangi ülkenin takımıyla özel maç yapacağı, forma rengi-şekli falan zaten merkezden ayarlanıyor. Hatta bazı durumlarda hakemler bile algoritmaya bırakılmıyor. Gözlemcinin ne görüp ne görmeyeceği bile önceden belli.

Senin sadece maçları yerinde ve zamanında sağlıklı oynanmasını sağlaman yeterli.

İşte zurnanın zırt dediği yer de burası. Ondan bile acizsin.

Dün akşam Rize’de felaketten dönüldü.

Bu akşam hepimiz puan için değil, Barış Alper’in, Mertens’in, Muslera’nın, Torreira’nın; daha doğrusu sahaya çıkan 22 futbolcunun tek parça maçı bitirebilmeleri için totem yapacağız.

Bir AKP lafından esinlenerek; zemin zehirliyse oynanan futbol da zehirlidir! O zeminlerde futbol oynatmak cinayettir hatta hainliktir.

Geldiğinden bu yana hiçbir işe yaramayan Mehmet Büyükekşi, bari şu zemin işine çare bul!

De ki mesela, “Eyyy kulüpler, zemininiz kötüyse maçınızı başka şehirde oynatırım haaa!”

Olmadı, “Oynatmam, hükmen mağlup sayarım” de.

Bak bakalın dün akşamki gibi sulu zemin kalıyor mu? Hakemin de çok kurnaz, maç öncesi kontrolde topu zıplayacak yerlere bırakıyor başı belaya girmesin diye.

Ya da belki aldığı talimat doğrultusunda.

O zeminde en aşağı 5-6 bölge vardı topun zıplamayıp maçın tehir edilmesine yol açacak ama hakemin el çabukluğuyla sorunu siliverdi gözlerimizin önünden.

“Bunları yaparsam siyasiler parça pinçik ederler beni” diyorsundur içinden, deme akıllı ol. Git Aksaray’dan icazet al kurtul.

Orada ikamet edenin futbolu senden daha iyi bildiğinden adım gibi eminim.

Visited 130 times, 1 visit(s) today