Hayaldi tımarhane oldu

Son birkaç yılda AKP zihniyetinin açtığı tahribat akıl almaz bir boyuta ulaştı. Aynı dişi ağrıyan bir insanın acısını geçirmek için kafasını duvara vurması gibi artık kötü bir haberin etkisinden kurtulmak için daha kötü bir haberin gündeme gelmesini bekliyoruz. 

Annesi de dahil olmak üzere, bir köy dolusu insan 8 yaşında bir kız çocuğunun ölümünü saklıyor. Kim öldürdü, neden öldürdü, nasıl öldürdü, nerede öldürdü, ne zaman öldürdü, niçin öldürdü; belli ki o köyün çoğunluğu bu soruların cevabını biliyor. Ağız birliği etmişçesine kime sordularsa ayrı bir şey uydurdu bu cinayet hakkında.

“Çüş artık” denilecek şekilde bir milletvekili bile cinayetin üzerini örtmeye kalktı.

Sosyal medya, birkaç da cesur gazeteci olmasa “Kader, kısmet, yaşayacak ömrü yokmuş sabinin” denilerek kapatılacak sonu kızcağızın cesedinin bir manyak tarafından çuvala konulup dere yatağına atılmasıyla biten vahşi cinayet.

BOŞ YAPAN YAPANA

Artık daha acı, daha vahşi, dehşetten iliklerimizi daha fazla donduracak bir olay duyamayız diye düşünürken bebek katilleri düştü gündeme. Bebek öldürerek para kazanıyor caniler, hem de yeni doğan bebekleri öldürüyorlar. Çıkartılan telefon konuşmalarına göre de bebekleri öldürürme talimatlarını “Bakkaldan iki ekmek, yarım kangal sucuk al” rahatlığında veriyor gözü dönmüş manyaklar. Bir de emri veren doktor, alan hamşire yaaa; yuh artık, çüş artık, oha kelimeleri kifayetsiz kalıyor!

Dosyayı takip eden savcıyı ve yakınlarını ölümle tehdit eden bürokrat Mustafa Kemal Zengin‘in son hâlini yazının üzerindeki fotoğrafta görebilirsiniz. Dili olan emrinde 500 manyağın olduğunu gerine gerine söylüyor ama cesur bir savcı ensesinden kıskıvrak yakalayıveriyor boş yapanı. 

UNUTSAN BAŞKA UNUTMASAN BAŞKA

Yavru kediyi kesen manyağı, samuray kılıcıyla sokakta öldürülen Başak’ı, kafası kesilerek surlardan aşağı atılan İkbal’i, tarikatların açtığı kuran kurslarında tecavüze uğrayan kızlı erkekli yüzlerce çocuğu, 6 yaşında 30 yaşındaki manyağa gelin edilen kızı, “Küçüğün rızası var”, “Bir kereden bir şey olmaz” diyen bakanları, Garipoğlular’ın kurbanı Münevver’i, öğrenci yurdunda bakımsızlıktan düşen asansörlerde hayatlarını kaybeden gençleri, yol ortasındaki mafya hesaplaşmasında serseri kurşunlarla vurulup ölenleri unuttuk bile.

Yarın da bu bebek katillerini unuturuz. Unutuyoruz diye kızıyorum ama suç bizde değil ki. Hangi birini hatırımızda tutalım be kardeşim. Normal bir ülkede 20 yılda yaşanacak vahşet bizde bir aya sığıyor!

Unutmazsak sınır kapılarının komşularımıza bakan tarafına “Tımarhane” yazacağız.

HER ŞEYİ YAPMAYA ÇALIŞIRSAN HİÇBİR ŞEYİ YAPAMAZSIN

Neden mi böyle olduk?

Artık telefonların bile içine giren fotoğraf makinaları yüzünden.

Hiç, “Hadi len ne alakası var” demeyin. Makinayı kapan cumhurbaşkanıyla, bakanlarla, valilerle, emniyet müdürleriyle, mafya babalarıyla, belediye başkanlarıyla, müsteşarlarla, danışmanlarla yan yana fotoğraf çektiriyor sonra da dokunulmaz oluyorlar. 

Ne kolluk güçleri ne de yargı gerektiği gibi olayların üzerine gidemediği için yerli yabancı çeteler gemi azıya aldılar. Onları gören ve 3 kişi bir araya gelince kendilerini mafya sanan gençlerin de havaya girmesi cabası.

Ülkede ne idiği belirsiz 15 milyona yakın kaybedecek hiçbir şeyi olmayan mülteci var.

Uğursuzu, nursuzu dışarıda dolaştırıp kendi gibi düşünmeyeni parmaklıklar arkasında tutan bir sistem var.

Üstüne üstlük her konuya bir kişi karar vermeye kalkarsa ülkede başta huzur, ekonomik istikrar, eğitim, adalet olmak üzere iyi işleyen hiçbir şey kalmaz.

Visited 99 times, 1 visit(s) today