Her şeyde aynıdır paniğin etkisi.
Futbol maçında gerideysen dakikalar azaldıkça mağlubiyet paniğin artar, kalecinle falan gol atmaya çıkarken golü yersin.
İşe gideceksin acele ediyorsun. Servisi kaçırmak üzeresin, dakikalar tükeniyor. Panik başladı mı antrede kayıp kaseyi kırarsın.
Ceviz kadar bir kayıkla fırtınaya yakalandın. Az bir kurtulma şansın var ama panik yaparsan ya kendin ya da kürekler düşer kanun gibi suya.
Diyelim daha fena bir haldesin, arabayla denize uçmuşsun. Paniği yaptığın an güle güle tatlı hayat.
Örnekleri bine çıkarabilirsin; yarışta, sınavda, trafikte, hastalıkta, işte hatta evlilikte panikledin mi artık yaptığından hayır gelmez, eline yüzüne bulaştırırsın.
“AL SEN SONRA BİR ŞEY BULURSUN”
Derdi ne AKP’nin?
İktidarı bırakmamak.
Ölüm mü var sonunda ki topyekün koala gibi sarılmışlar koltuğa, bu neyin paniği!
Başta AKP Genel Başkanı ve aynı zamanda cumhurbaşkanlığı da yapan Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere herkes dozu üç seviye artırdı.
Polis alacağı insanı neden aldığını bilmiyor.
Savcı aldıracağı insanı neden aldıracağını bilmiyor.
Hakim yargılayacağı insanı neden yargılayacağını bilmiyor.
İddianameyi hazırlayacak heyet ne iddia edeceğini bilmiyor.
“Şunu şunu al, başımıza bela olacak” deniyor ve insanlar evlerinden, özgürlükleri de ellerinden alınıyor.
“Ne diyelim efendim sorana” diye sorabilme cesareti olsa emir kullarının alacakları sadece tek bir cevap var, “Sen al da sonra bir şey bulursun!”
KOMİK DEĞİL DEHŞET VERİCİ
Olmadı ama, bir şey bulamadılar.
“Otelde bavulla rüşvet alıyorlar” deyip jammer çıkınca şapa oturdular. Gerçi onun da çirkefliğini yapıp, “Ne hakla belediye başkanına jammer?” diyecek oldular, jammerlar mevta eski AKP’li belediye başkanına ait çıktı.
“Garajda arabaları vaaaar” diye yaygara çıkardılar, arabalar küçük ortağın milletvekiline ait çıktı.
Başkasının evinde hayal ettikleri yekûnu bulamayınca çocuğun kumbarasına, imitasyon küpesine saldırdılar.
Öbürünün arabasının önceki sahibinin neden yurt dışına çıktığını bubirinin hayatında hiç gitmemiş olmasına ve 4 yıl önce vefat etmiş olmasına rağmen kayınpederinin neden geçen ay Atina’da şaibeli parayı teslim aldığını sordular.
Komik geliyor uzaktan bakınca ama aslında dehşet verici gelişmeler bunlar.
Hukukun bittiğinin, adalet çarkına çomak sokulduğunun, güçle cüretin ne kadar pervasızlaştığının göstergesidir.
KİMSE BU KADAR ZALİM OLAMAZ
Başa dönersek iktidarı kaybedecek olmanın verdiği çaresizlikle panikledi erk. Ne yapacağını bilmediği için her yere, her şeye saldırıyor.
Eskiden 1 Mayıs’ta metronun Taksim, Şişhane istasyonları kapatılırdı. Dün Yenikapı’dan Levent’e kadar kapattılar, şehir hatları gemileri çalışmadı, marmaray bazı istasyonlarda durmadı, hayat felç oldu İstanbul’da.
Neden bu panik biliyor musunuz!
İktidar giderse bu yaptıkları zulmün iktidarın yeni sahipleri tarafından kendilerine yapılacağını düşünüyorlar. Bu sebeple çırpındıkça, panikledikçe bataklıkta daha derin bir seviyede yerlerini alıyorlar.
Merak etmeyin, kimse sizin kadar zalim olamaz. Hatta siyasi rakibini telef etmek hiçbir günümüz siyasetçisinin aklına gelmemiştir.
Hadi insanız, gelmiş bile olsa diline indirememiştir fikrin vermesi gereken mahçubiyetten!