Terzinin işi kötü ayıbını örter ütü

  • İsterseniz başlıktan gayrı olarak başlayalım. Diyanet’in 27 Haziran 2025 için imamlara gönderdiği cuma hutbesinden bir bölüme beraber bakalım…

“Kamu hizmetlerini sunarken insanlar arasında ayrım yapmak, tanıdığı kişilere öncelik vermek, çalışma saatlerinde şahsi işlerle meşgul olmak, hak hukuk tanımamaktır, günahtır.”

Vallahi kendilerinin yazıp gönderdiği metin bu. Günahın ne olduğunu net bir dille anlatmışlar. Yanlarında götürdükleri ütücüleri, aşçıları falan boşversek bile 6’ncı kez Diyanet’in bütçesiyle, yani bizim vergilerimizle Diyanet Başkanı Ali Erbaş’ın eşinin hacca gitmesi ne kadar sevap ya da hutbedeki kendi ifadeleriyle ne kadar günah! 

RAKAMLAR ÇOK AÇIK

2025 yılında hacca gitmek isteyen Türk vatandaş sayısı, yani hac başvurusu 1 milyon 849 bin 584 kişi. Çekilen kura sonucu hacca gitmeye hak kazanan ise 84 bin 942 kişi. Yani hac başvurusu yapan 22 kişiden ancak bir tanesi muradına erebilmiş.

Seher Erbaş’ın 6’ncı sene üst üste kuradan çıkma şansını hesaplamaya benim matematiğim yetmez. Sanırım hacca gidebilen düz vatandaşa bir daha o hak tanınmıyor.

Demek ki Ali Bey eşi için bir ayrıcalık yapıyor. Diyanet’in başı görevdeyken her sene kafile başı olarak gidebilir, çok sırıtmaz da hiçbir görevi olmayan eşinin 6’ncı haccı feci sakil duruyor.

Hazır Diyanet demişken kendilerine bir sorum var, hem de “Taharetlenirken kıçıma su kaçsa oruç kaçar mı?” kıvamında değil; net ayakları yere basan bir soru.

– 27 Haziran 2025 cuma hutbesinde Diyanet’in kendi ifadesine göre günah olan tanıdığı kişilere öncelik vermesi Ali Beyi günahkâr yapar mı. Bu ayrıcalığa sesini çıkartmayan Seher hanım da günaha ortak olmuş mudur? 

GELELİM ÜTÜCÜLERE

Ekip yanında 4 ütücü götürmüş. Diyanet, haberi yapan Sözcü Gazetesi’ne cevaben, “Bir günlük görevlendirilme çarpıtıldı, ütücüler Mekke Hastanesi’ndeki hastaların çamaşırlarının yıkanıp ütülenmesi için yanımızdaydı” açıklamasını yapmış.

Şahsen beni bu cevap pek tatmin etmedi. Bir günü bırak bir saatlik görevlendirme bile yakışıksız bir durum. Erbaş ailesi kendi ütüsünü yapmaktan aciz mi, aşçıları olmasa açlıktan ölecekler mi! Doğru söylememenin dinen karşılığı nedir?

Bu arada Mekke’de ütücü mü yok, hastaların ilk düşünecekleri şey çamaşırlarının ütüsü mü? İki kişi az götürürsün, onlardan ettiğin tasarrufla da hastalarına yeni çamaşır verirsin.

Yani kötü terzinin hatalarını örten ütü bu kez Diyanet’in ayıbına projektör tutmuş.

Visited 77 times, 1 visit(s) today