Sahte okey

Dünya’nın en bereketli topraklarında yaşamamıza rağmen büyük bir sefalet içinde olmamızın tek sebebi var, politikacılarımızda iş yok! 

Özellikle milenyumla beraber her şey çöktü. Bakmayın siz Türkiye yüzyılı, asrın lideri, yeni Türkiye, bizden önce tahta bezi yoktu martavallarına; ülkeyi kemirmelere doyamayan din tüccarı bu arkadaşlardan önce 26 milyon 579 bin hektar olan tarım alanları, 2010’da 24 milyon 394 bine, 2023’te ise 23 milyon 971 bin hektara düştü. 2025 rakamlarının 20 milyon hektarın altında çıkması bekleniyor. 

Kısaca neymiş; AKP’den önce bu ülke kendini besleyebiliyormuş ama arkadaşlarla beraber tarım çöküşe geçmiş. Bademi ABD’den, nohutu Kanada’dan, kuru fasulyeyi Meksika’dan, sütü Yeni Zelanda’dan, işlenmiş meyve sebzeyi Tayland’dan, balığı Norveç’ten, eti Uruguay ve Brezilya’dan hatta Bosna’dan, aklı ise hiçbir yerden alıyor olduğumuzu biliyor muydunuz!

Eski Türkiye’de okudum ben, dünyada kendi kendini besleyebilen 7 ülkeden biri olduğumuzu gururla öğretirdi cumhuriyet öğretmemlerimiz bize. Hepsinin kafaları da açıktı zihinleri de, ölü kefenlemeyi bir karış çocuklara öğretmek en kötü kâbuslarında bile yoktu.

YÖNETİLEMEMEK!

Buna rağmen son buzul çağının Anadolu’yu dondurmayan kıyağı sayesinde hâlâ acaip bir ülkeye sahibiz. Avrupa’nın toplamı kadar endemik bitkimiz var.

Tek handikap yönetilemememiz, sebebi de sahte okeyler. Hadi ülkeyi batıran zihniyetten vazgeçtim, daha 2 yıl önce kurtarmaya aday olarak gördüğümüz seçim kaybetme rekortmeninin yaptıklarını görmüyor musunuz!

İnsanların beddualarının kahramanını değiştirdi birkaç günde. Pişkin pişkin yandaş kanalları hoplaya zıplaya dolaşıyor; ne diyeyim, Allah’ından bulsun. Çoluğunun çocuğunun falan uyarması gerek bu saatten sonra, gem maalesef azıda!

Sadece kankasının dilinde Bay Bay Kemal’den Canım Kemal’e dönüşmesinden işkillenip, “Ben yokum arkadaşlar, Özgür işi iyi götürüyor” diyerek sahneden başı dik inmesi gerekiyordu. Aksine ülkenin yüzde 70’inin en çok nefret ettiği insan sıralamasında liderliğe yükseldi. 

Ayakkabı tabanı bile olamayacak kadar kalın bir yüz derisi varmış!

DÖNELİM KONUMUZA

Tarımla girdik ya yazıya, tarımla bitirelim.

Çiftçiyi, tarımı, hayvancılığı bitirmek için ülkenin damarlarını sıkanlara rağmen ümit hâlâ Pandora’nın Kutusu’ndan çıkmak için var gücüyle çırpınıyor.

Geçen hafta tatildeydik, hani otel odalarının televizyonlarında değişik kanallara değişik programlara rastlarsınız ya; Kanal 3 isimli bir kanalda “Çiftçim Bilir” diye bir yarışma programına denk geldim zaplarken.

Sunucu soruyor 4 yarışmacıya…

– Türkiye’nin iklim özellikleri sayesinde dünya genelinde birinci sırada yer almayan tarım ürünü aşağıdakilerden hangisidir?

A) Vişne

B) İncir

C) Fındık

D) Kayısı

Cevap vişneymiş o da üçüncüymüş.

Düşünebiliyor musunuz, ülkenin ölmüş hâli bile dipçik gibi.

Bir de bu dipçik gibi ülkeyi yönetemeyenleri düşünün!

Kasıt olmasa, kişisel menfaat olmasa, civarı beslemek olmasa Hans’ın 8, Yorgo’nun 20 ay çalışarak aldığı arabayı Memed’im ancak 67 ay çalışarak alabilir miydi!

Visited 66 times, 1 visit(s) today