Bodozlama dalalım, devlet okullarını bok götürüyor. Mecazi anlamda değil, ilk anlamıyla!

Tasarruf tedbirleri çerçevesinde okullardaki hademelerin görevlerine son verilmiş. Hep öyle olur zaten, kemer sıkma zamanı geldiğinde ilk gözden çıkarılanlar en çok çalışan ve ezilenlerdir. Çaycı çıkar, şoför çıkar, hizmetli çıkar, ofisboy çıkar, sadece yemek verilen stajyerin çıkartıldığına bile şahit oldum. Ama müdür çıkartılmaz, müdürün yakını-yalakası hiçbir işe yaramayan eleman çıkartılmaz vs.

Ne çare bulmuş devlet okulları bu saçmalığa?

Veliler kendi aralarında para toplayıp temizletiyorlarmış tuvaletleri çocukları tifo, kolera falan kapmasın diye. Duyarlı öğretmenlerimiz bazı okullarda tuvaletleri kendi elleriyle temizliyorlarmış. Bazı okullarda ise veliler girişiyormuş pencere cama.

Utanan var mı bu durumdan?

Yok!

Kendinden her fırsatta, “Bu fakir” diye bahseden  AKP Genel Başkanı ve aynı zamanda cumhurbaşkanlığı da yapan Recep Tayyip Erdoğan nasıl cevap vermişti saltanat sürdüğünü söyleyenlere…

“İtibardan tasarruf olmaz”.

Onlarca sarayı var, onlarca uçağı var, yüzlerce arabası, binlerce koruması, sayısız hademesi var.

Huzur içinde mis kokulu, altın musluklu tuvaletinin kapısını açarken okullardaki milyonlarca çocuğun boklarını başkasının boku üzerine bıraktıklarını düşünüyor mudur acaba?

İtibarından memnun mudur?

Sarayını gösterip, tahtına oturup caka attığı bir dış güç, “Hacım saray, uçak, taht iyi de sizin memlekette okulların tuvaletleri temizlenmiyormuş” dese nereye inecek o itibarın seviyesi!

Okullarda çocuklara Allah korkusundan başka bir şey öğretilmemesini düşünen silah arkadaşlarının haklarını helâl etmedikleri Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ile tarikatleri sivil toplum örgütü (STK) sanan kefenci Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in acaba okulların helalarıyla da ilgili bir çift laf etmeye yüzleri var mı!

Ne demiş Romalı düşünür Lucius Annaeus Seneca, tam 2 bin yıl önce…

“Aza sahip olan değil, çok isteyen fakirdir!”

Yani “Fakir” aslında cuk oturuyor duruma!