Galatasaray yenilmez oldu

Galatasaray köktür.

Türkiye’nin en köklü spor organizasyonudur. Atletizmden basketbola, futboldan izciliğe, jimnastikten beden eğitimine Türk Sporu’na birçok yeniliği tanıştıran kulüp, daha doğrusu camiadır.

Kulüp 1905’te kurulmasına rağmen Galatasaraylılar 19’uncu yüzyılın ikinci yarısından itibaren spor kavramıyla ülkeyi tanıştırmaya başlamıştır. Galatasaray Lisesi’nde görev alan Mösyö Curel ve sonrasında Faik Üstünidman sistemimizdeki ilk beden eğitimi öğretmenleridir. M.Curel’den bayrağı devralan Faik Üstünidman aynı zamanda ilk akademik kariyerli spor adamımızdır.

Köklü bir ailenin çocuğu olan Üstünidman Berlin Jimnastik Öğretmen Okulu mezunudur. Selim Sırrı Tarcan’ı yetiştirmiştir. Tarcan da Modern Olimpiyatlar Oyunları’nın kurucusu Pierre de Coubertin ile temasa geçerek Türkiye’nin IOC (Uluslararası Olimpiyat Komitesi) üyesi olmasında büyük rol oynamıştır.

Çıta başka bir boyutta Galatasaray’da, neden mi?

Tarcan sporda Alman ekolünü savunan hocası Üstünidman’ın aksine İsveç ekolünün daha güçlü olduğunu düşünüyordu. Bu tartışma ego ya da kişisel menfaat için değil sağlam bir kafanın sağlam bir vücutta en iyi şekilde yer alması içindi. Bu mantık size bir şeyler hatırlatıyorsa bunda da özgürlükçü düşüncelerin Türkiye’deki babası Tevfik Fikret’in Mekteb-i Sultani’de spora verdiği önemin rolü var.

DİMDİK AYAKTA

Bu yorucu tarih gezintisinden sonra gelelim günümüze.

Türkiye Futbol Federasyonu, Galatasaray ve Fenerbahçe arasında müthiş bir ihtilaf var. Kendini bilmez (Daha ağır hitap şekilleri biliyorum ama sonra sevgili eşim davalarımla uğraşmak zorunda kalıyor) bir hakemimsi Galatasaray’ın oyuncusuna yapılan gaddar hareketi görmedi.

VAR çağırdı yine görmedi.

Maç sonrasındaki savunmasında, “Manaj, Barış’ın ayakkabısına basıyor” dedi. Bre densiz, o ayakkabının içinde ayak var ayak!

Neyse hakemin bu kasıtlı olduğu aşikâr hatası sonrasında her kafadan bir ses çıkmaya başladı.

Federasyon Başkanı, “Hakem beni yıpratmak için yapıyor” diyerek oyuncusunu savunan Galatasaray Başkanı Dursun Özbek’i ölümle tehdit etti! Federasyon başkanının eğitim seviyesi ve geçmişteki icraatları gerçekten, “Eğitim şart” dedirtecek kadar felaket.

Sonra Fenerbahçe savunucuları, “Hakem bu kararı Galatasaray’ı mağdur göstermek için verdi” dedi. Şeytanın aklına gelmez ama bu adını doğru yazmaktan aciz, her bi boku bildiğini sanan tatlı su kurnazlarının zihinlerinde hemen beliriverdi.

Manaj özür anlamında bir şeyler geveledi ki ülkeyi terketmesi hakemin düdüğünü asması kadar önemli.

Bir tek ayağı vahşice ezilen ve en aşağı 3 hafta sahalardan uzak kalacak olan Barış konuşmadı.

Aslında konuştu.

Sessiz çığlık daha güçlüdür.

Maç sonrası acı gözyaşlarını içine akıtarak soyunma odasından aslanlar gibi dimdik yürüyerek çıktı.

Aslında dosta düşmana, “Vız gelir tırıs gidersiniz, bizi bir kahpelikle de bin kahpelikle de yıkamazsınız. O 25’inci şampiyonluk gelecek” diye avazı çıktığı kadar haykırdı.

İşte o an artık Galatasaray yenilmez oldu.

 

NOT: Buradaki “Yenilmez” lafını kıçından anlayacaklara tavsiyem; boşa geçen eğitim hayatlarına sıfırdan yani ilkokul birinci sınıftan “İnşallah bu kez olur” temennileriyle yeniden başlamalarıdır.

Visited 179 times, 1 visit(s) today