Bu ülkede çok şey eleştirilebilir, çok kirli işler dönmektedir, ihalelerde falan büyük fırıldaklar çevrilmektedir, köprü ve otoyollarda kayırmalar, siyasi taklalar atılmaktadır; bu bir gerçek ve en kısa zamanda ar ayarlarına dönülmeli.
Çatlayan ar damarının çatlaklarının içinde açılan dev fay hattının başrol oyuncuları meğer kabzımallarmış.
Acar savcılar Nasuh, Dilruba kovalayacaklarına az kabzımal kovalasalar Pinokyo TÜİK’in dümen çevirmesine gerek kalmaz, enflasyon abartısız yarıya düşer.
gidadedektifi.com diye bir site var. Sahte baldan son kullanma tarihi geçmiş peynir satan marketlerin korkulu rüyası, tüketicinin ise kahramanı.
Son haberi sarımsak üzerine.
Üreticide 20 lira olan Taşköprü sarımsağının Migros’ta 200 liraya satıldığını ortaya çıkarmış. Sanmayın ki iblisliği Migros yapıyor. O da kilosunu 140 liraya almış. Yüzde 30-40 makul bir kâr payı ama yüzde 600-700 tuhaf bir rakam.
Haber uçan balon da değil, isteyen herkes bu rakamlara, https://hal.gov.tr/Sayfalar/KunyeSorgulama.aspx adresi üzerinden 23744092401427224409 no’lu künyeyi girerek ulaşabilir.
Üreticinin, kabzımal firmanın, satış tarihinin, kimin ne zaman aldığının, kısaca; aklınıza gelecek her sorunun cevabı var bu linkte, gizli saklı yapılan bir iş değil.
SAHİDEN GÜCÜ YETMİYOR MU!
Bir ara soğan fiyatları fırlamıştı, hükümete kızıp pazarcıya şarladığımda, “Erdoğan’ın gücü bile kabzımallara yetmez” cevabını almıştım. Detaya inince de, “Bu soğanı sen gidip çiftçiden alamazsın, aldırmazlar. Seni de satan çiftçiyi de yaşatmazlar” demişti.
İlginç değil mi!
Sanıyoruz ki ülkeyi tarikatlar yönetiyor, halbuki kabzımallar yönetiyormuş!
Sarımsak örneğinden yola çıkıp kâr marjlarını insani boyuta çeksek. Bir de nakliyeyi kamyonlardan trene, gemiye çevirebilsek, tarlada 20 lira olan sarımsak sofraya maksimum 70-80 liraya gelecek. Yine herkes kazanacak ama utanmazca değil.
Tabii ki en fazla halk kazanacak. Halk kazanınca da başta hangi siyasetçi varsa o da kazanacak. Ama burada görüyoruz ki sadece kabzımallar kazanıyor, az da marketler.
Kaybeden emekli, işçi, memur bir de pahalılığı bir türlü engelleyemeyen hükümet.
İşçinin, memurun elinden bir şey gelmez ama hükümetin elinde güç var. Polisi İstiklal Caddesi’nde yürümek isteyen kadınların üzerine salacağına kabzımallara gönderse sebze meyve fiyatları yarıya düşecek. Polis yetmezse emrinde koca bir ordu var!
Ya canları istemiyor ya sahiden pazarcının dediği gibi güçleri yetmiyor ya da akılları!