İster küçük dolu tanesi de, ister güzel öten bir Karadeniz kuşu de, istersen de göbek ve gerdan titretilerek yapılan bir dans de; benim için anlamı her daim kaypak davranan demektir. Daha Fikirtepe tarlayken Vatan Caddesi çocuğuydum ben. “Guguş” derdik kavga etmeye cesareti olmayan ancak her fırsatta çirkefe yatanlara.
Size “Zeynep Sönmez” diyeceğim, çoğunuz “O kim ki” diye beynindeki hafıza çekmecelerini yoklayacak ama bir şey bulamayacak. Anlatacağım, azzz sonra…
PAÇAN SIKIYORSA ÖVME!
Spor basını çalışanları da ülkedeki tüm basın mensupları gibi AKP baskısından nasibini aldı.
AKP Genel Başkanı ve aynı zamanda cumhurbaşkanlığı da yapan Recep Tayyip Erdoğan’ı değil eleştirmek, övmeyeni barındırmıyor yalama basın. Yalamaya teşne ancak yalatılmayan basın ise yalayabileceği günlerin hayalini kurarak ılık suyun içinde oturuyor. En derin düşüncesi ise, “Çişimi yapsam anlaşılır mı acaba”dan ötesi değil.
YENİ TÜRKİYE ÜRÜNÜ!
Şimdi de “İpek Soylu” diyorum, çekmeceler yine bomboş değil mi?
Terim, Mourinho, Toroğlu, Çakar, ROK, desem yedi sülalelerini bilirsiniz; doğru mu!
İcardi’nin seks hayatını, Tadiç’in çetnik selamını, Osimhen’in suratında kaç çivi olduğunu takır takır ezberden sayarsınız ama İpek ile Zeynep’i tanımıyorsunuz.
İpek 2014’te ilk kez, Zeynep ise bu sabah (4 Kasım 2024 / TSİ 05:00) ikinci kez WTA (Women’s Tennis Association – Kadınlar Tenis Birliği) turnuvasında şampiyon oldu. İpek çiftlerde, Zeynep ise teklerde ulaştı bu müthiş başarıya.
Üzmeyin kendinizi, bunları bilmemeniz sizin eksikliğiniz değil; yalama basın ve yalamaya teşne ancak yalatılmayan basının eseri.
Yeni Türkiye denilen garabetin ortaya çıkardığı sonuç.
EVİN ÇEVİK KIZI NADİA COMANECİ
Çalı süpürgesinin bile olmadığı iddia edilen eski Türkiye’de biz futbolun yanı sıra; buz dansının, cimnastiğin, tenisin tüm kurallarını bildiğimiz gibi tüm karakterlerini de neredeyse ailemizin bir ferdi kadar iyi tanıyorduk. Anneler kızlarının zerafetini överken, “Nadia Comaneci gibi maşaallah” benzetmesini yaparlardı.
TRT denilen eğitimli insanların yönettiği, liyakatli insanların çalıştığı bir kurum, “Halk bunu istiyor” diye popülizm yapmıyor; aksine, “Halk bunu öğrensin” diye çeşitli spor dallarını ekranlarımıza getiriyordu.
Perihan Abla, Süper Baba, İkinci Bahar’ın yerini Kurtlar Vadisi aldığı gün bu iş bitmiştir; halk derin bir cehalete ve pespayeliğe mahkum edilmiştir.
Geçmiş olsun.
KÜÇÜK BİR NOT
Trabzonspor-Fenerbahçe maçının hakemini, VAR odası standartsızlığını, kendinden “Special One – Özel Biri” diye bahseden Mourinho’nun taklalarını, maç sonunda Trabzonspor’un sol beki Eren’e defalarca ettiği küfürü (Fuck off – Siktir git), Fenerbahçe yöneticisi Acun Ilıcalı’nın sadece kazanılan maçlardan sonra ortalarda dolaştığını, Trabzonspor Başkanı Ertuğrul Doğan’ın “Şerefsizler” başlıklı basın toplantısını, BeIN SPORTS’un bir yöneticisinden “Hakemi eleştirme” ültimatomu alan yorumcu Tolga Zengin’in stüdyoyu terketmesini falan yazacaktım ama nasıl olsa onları herkes kendi tuttuğu takımın menfaatleri çerçevesinde yorumlayacak, okursunuz oradan!