Kimsiniz lan siz!

Uzaktan kumandayla çalışan bir grup gazetecimsi klip çekmiş. Sonunda da hepsi ağız birliği yapmış gibi vatanlarını satıp ülkemize tüyen evrimden nasiplenememişler için, “Biz bir milletiz” diyorlar!

Yok anasının örekesi!

Ne milleti ulan!

Elin Pakisiyle Afganyla, elin Arabıyla ben niye aynı millet oluyormuşum!

Anasını, bacısını, karısını bırakıp kıçını kurtarmak için kapağı Türkiye’ye atan korkakla ben neden aynı millet olayım!

Belli ki ülkemizi habis bir ur gibi saran 20 milyon mülteciyi sevimli hâle getirmek için yumuşak karnımıza bir tekme daha atmak istiyorlar.

“Din kardeşimiz” diyerek yine dini bozuk para gibi kullanarak üzerimize geliyorlar.

Bakın rüzgar nereden eserse o tarafa yatan başak tarlası çocukları; aynı dinden olan aynı millet olmaz.

Millet olmak için omuz omuza savaşmak gerek, bir bayrak altında andımızı, milli marşımızı söylemek gerek.

Her 10 Kasım sabahı Dolmabahçe Sarayı’nda nöbet tutan asker gibi bizi millet yapan Ata’mıza gözyaşı dökmek gerek.

Yaptığınızdan ben utandım, ne surat varmış be sizde; kösele bile köseleliğinden utandı.

BİR AVUÇ DOLAR İÇİN!

İçeridekiler yetmedi bir de entarilileri çıktı piyasaya.

Kuveytli sözde yazar Abdulaziz Ramih, Atatürk’e yönelik hakareti nedeniyle gözaltına alınan pisliğe destek verdiğini yazmış paçavrasına.

“İstediği okulda okumasını sağlayacağım. Kemalistler tarafından yargılanırsa avukatlık ücretlerini karşılayacağım. Lütfen benimle iletişime geçmesini söyleyin” diye böğürmüş saç ektirici.

Konusu açılmışken Atatürk’e hakaret eden yavşak gülüşlünün bir anda her kesimden hamisi belirdi. Neymiş efendim 17 yaşındaymış da reşit değilmiş.

Erdal Eren’e sorun siz 17 yaşında olmanın ne demek olduğunu!

Sittinsene çıkamasın içeriden ki bir daha kimsenin paçası sıkmasın böyle soysuzluklara. Yetti artık “Yetmez ama evet” kafası!

Dönelim konumuza…

Bakanlara falan da hakaret etmeye başlayınca yapılan araştırmada şahsın kimliği tespit edilmiş gerçek adının Abdülaziz E. Alhajri olduğu ve Kuveyt’te yaşadığı belirlenmiş.

Bu şerefsiz iki kere ülkemize gelip kafasına saç ektirmiş!

Saçmalıklarına,“Türk milleti bilsin ki, onları her kesimden seviyorum. Benim sorunum sadece Kemalistlerle. Davranışları kötü, dinimize ve Resulümüze hakaret ediyorlar. Mültecilere ve Arap turistlere karşı suç işliyorlar” diye devam etmiş.

Verelim sana çok meraklıysan mültecileri, turist falan da gelmesin sizin oralardan, istemez. Ne yarar gelmiş Arap’tan Türk’e. Her fırsatta sırtımıza sokuvermişler hançeri.

“Ayıdan post, Arap’tan dost olmaz” diye bir laf var anlayana ama mecbur bizim ünlü ekonomist eteklerinden tutmaya bir avuç dolar için!

Bu arada soruşturma falan açmışız ya bu şekilsiz için, boş işler.

Gerçekten bu tek toynaklının cezasını vermek isteyenler yönetiyor olsaydı ülkeyi, gereğini çoktan yapmışlardı.

Anladınız siz onu!

DİNÎ SAPIKLAR

Gün geçmiyor ki dinî duygularla kurulmuş bir organizasyondan iğrenç bir şey duymayalım!

Son olarak İslami Gençlik İlim ve Hikmet Derneği Başkanı Rafet Ermiş, Sinop’un Gerze ilçesinde 4 erkek çocuğa cinsel taciz ve tecavüzden yargılandığı, kendisinden Kur’an dersi almaya gelen 4 erkek çocuğuna tecavüz ettiği gerekçesiyle 24 yıl hapis cezası almış!

Ulan nasıl bir sapıklıktır bu; hem “Elhamdülillah müslümanım” diyeceksin hem de aklın fikrin ufacık çocuklarda olacak!

Bu kaçıncı dinî dernek, vakıf, kurs vs!

Yok mu bunları denetleyen bir kurum!

Diyanet İşleri Başkanlığı ne iş yapar? Sadece verilen milyar liraları mı yemeyi bilir!

İki katını verelim, aralarındaki sapıkları temizlesinler yeter!

GALATASARAY KAZANDI AMA…

Okan Hoca’ya, Kerem’e, Oliveira’ya falan yükleneceğim sandınız değil mi! Yanıldınız. 

Geçen seneki Başakşehir maçında Galatasaray’ı parça parça eden hakem Kadir Sağlam’ın bu kez puan almaya gücü yetmedi.

Galatasaray kazandı ama en az 4-5 sakat verdi bu hakem yüzünden.

Berkay’ın Torreira’ya uçarak attığı tabana maçı Ali Koç yönetse kırmızı çıkarırdı ama Kadir sarıyı bile eli titreyerek verebildi!

Bir de kolpadan VAR’a danıştı.

VAR hakemi Mustafa Öğretmenoğlu bütün Türkiye ile birlikte pozisyonu defalarca izlemesine rağmen kartın rengini değiştiremedi.

Tamam Galatasaray’ı vurmak federasyonda ve daha bilmediğimiz birçok yerde prim yapıyor olabilir. Ama bu kadar bariz bir kırmızı kart görmezden gelinince de insanın aklına bir sürü Şeytanlık geliyor!

Verilmeyen penaltıyla ilgili ise söylenecek hiçbir şey yok. “Topa müdahale” diyecek yoku da VAR’ı da ama topa müdahale etmek için önce rakibinin ayaklarını kırmaya kalkıyorsan o topa müdahaleye değil taammüden yaralamaya girer!

Yangının şiddetlenmemesinin tek sebebi Galatasaray’ın kazanıyor olması.

Başta Okan Hoca olmak üzere Kerem, Oliveira, Barış ve tüm takım biraz daha istekli olursa Galatasaray federasyonun da, hakemlerin de, rakiplerinin de içinden geçerek mutlu sona, “24 oldu cicim, gerçek 5 yıldız da seneye” diyerek ulaşır.

Serdar Dinçbaylı

serdardincbayli@gmail.com

Visited 215 times, 1 visit(s) today