Un var, şeker var, yağ var ama Galatasaray’da ciddiyet yok.
Başka nedenlerle pek sevmediğim ancak ilk yılında umduğumun kat be kat üzerinde performans gösteren Okan Buruk’a küçük bir uyarı. Özgürlük iyidir ama dozunu ayarlayamazsan film mutlu sonla bitmez.
Daha anlaşılır bir örnek vereyim; benim gördüklerim arasındaki en özgür ülke Hollanda. Kimse kimsenin işine karışmaz. Kraliçe Amsterdam Dam Meydanı’nda başka bir kadınla dudak dudağa öpüşse ahalinin umurunda bile olmaz. Ancak arabanı yanlış yere parkedersen 3 dakika sonra polis kalın bir ceza makbuzunu sileceklerine sıkıştırıverir.
Ayrıca yanlış bir kanı var, “Amsterdam’da cigaralık serbest” diye. Serbest ama sadece bir sokakta ve bazı kafelerde serbest. Başka yerde içmeye kalk yine ensende boza pişirir kolluk kuvvetleri.
Umarım Amsterdam örneği durumu özetlemiştir.
Galatasaray’daki bazı oyuncular takım içi ve özel hayatlarındaki rehavete son vermezlerse o sihirli ılık hava birden yerini fırtına taşıyan kara bulutlara bırakır.
Kendi laubaliliklerine yüzleri kızarmıyorsa en düşük maaşı alan Boey’in oyununa bakıp utansınlar bir parça!
AVERAJLA ŞAMPİYONLUK KAÇTI BEYLER!
Ben Okan Buruk’un yerinde olsam her antrenmanın başında Kopenhag maçının ilk yarım saatini izlettiririm futbolculara. Tarihi fark olacak maç zar zor 2-2 bitti.
Lig başından bu yana ciddiyetsizlik yüzünden attıklarının 3 – 5 katı gol kaçırdılar.
Daha üç sene önce bu takım averajla şampiyonluk kaybetti beyler, haberiniz var mı!
Ayrıca her maçın son 10 dakikasında taraftarı kalp krizi moduna sokmaya hakkınız yok.
Kendini koğuşun Cabbar Ağası sanan Kerem Demirbay zar zor 2-1 kazanılan Başakşehir maçından sonra, “Kaç 0 yenelim? 10-0 mı yenelim her maçı? Takım maçları kazanıyor. Mağlubiyetimiz yok. Çok geniş bir kadroya sahibiz. Çok iyi oyuncu kalitemiz var. Kötü karakterimiz yok takımda. Bu da çok önemli bir şey” açıklamasını yapmış.
İlk olarak bu takım berabere kalsın diye kurulmadı genç ağa. Kaldı ki kurucusunun soyadı bile Yen, Berabere Kal değil!
Bir de banka hesabına bakarsan neden insanların sizden bu kadar büyük beklentileri olduğunu şıp diye anlayıverirsin.
Allah’tan elleri bu takımı kurabilmek için ceplerinden çıkmayan Başkan Dursun Özbek ve Erden Timur sakin ve sabırlı insanlar!
AT YELESİNE KELEBEK KONMUŞ!
Bir de misafir takım taraftarı problemi var ki evlere şenlik.
Stat kapasitesinin yüzde 5’i kadar misafir takım taraftarına izin var. 80 bin kişilik Olimpiyat Stadı’nda bile 4 bin misafir demek oluyor. Haliyle talep de yüksek olunca çakal ev sahibi küçük takım taraftarı kalabalık büyüklere pavyon tarifesi çekiyor.
İstanbulspor – Galatasaray maçına giden Sarı Kırmızılı taraftarlar biner (1000) lira ödeyerek izleyebildiler. Sarı Siyahlılar ise ellişer (50) lira.
Bir de İstanbulspor’un taraftar sayısı belli, stat boş kalacak. 55 yıllık hayatımın 35 yılı spor basınında geçti. Tanıdığım tek İstanbulspor taraftarı Türkiye Spor Yazarları Derneği eski başkanı rahmetli Onur Belge’ydi. Başka bir takımda daha gönlünün olduğu ise bir sır değildi.
Neyse 80 bin kişilik stada 5 bin kişi gelince at yelesine kelebek konmuş görüntüsü meydana çıkıyor!
Neden böyle maçlar için,“Her yer 300 lira, misafire de kota yok” gibi bir şey yapılmıyor. Kanuni bir sakınca varsa söylersinler AKP Genel Başkanı ve aynı zamanda cumhurbaşkanlığı da yapan Recep Tayyip Erdoğan’a; konuşmasına bile lüzum yok, gözünün bakışıyla açar kilitli kapıları evelallah!