Rezil bir 1 Mayıs daha yaşadık. Depremde bile askeri sahaya sürmeye korkan zihniyetin 1 Mayıs günü cesaret hapı yutacağını düşünmek bile büyük Polyannacılık olurdu.
Zaten iki gündür her yerde gördük o ülkenin itibarını yerle yeksan eden Bozdoğan Kemeri görüntüsünü. Daha İstanbul’un adı İstanbul değilken, hatta Konstantinopolis bile değilken yapılan Bozdoğan Kemeri tamamlandığı 378 yılından bu yana böyle utanç yaşamadı.
“İtibardan tasarruf olmaz” kafasındaki şahsa bir yakınının itibarın ne olduğunu anlatmasının vakti gelmiş de geçmiş anlaşılan.
İşçiye, kadına, eşcinsele kapattıkları Taksim’den neden korkuyorlar biliyor musunuz?
Oradan doğdu ya…
Ya Gezi Parkı olayları tekrarlanırsa!
İnsan hem bu kadar kendini vazgeçilmez hissedip hem de bu kadar kırılgan davranır mı?
Davranır, çünkü kendi de, yakınındakiler de ülkede adaletin olmadığını biliyorlar. Aksi gibi; adaletin olmadığı ülkede halk adaleti sağlamayanlardan değil, adaleti sağlayamayanlar halktan korkarlar. Bozdoğan Kemeri’ndeki görüntü de tam da durumun ilanıdır.
“ERKEN SEÇİM” DEMEDİYSEN…
CHP Başkanı Özgür Özel, AKP Genel Başkanı ve aynı zamanda cumhurbaşkanlığı da yapan Recep Tayyip Erdoğan’a kahveye gitti.
Saflara göre bu politika!
Eski Yunancada “Poli” çok, “Tika” da yüz demek. Düz mantıkla “Çok yüzlülük” diyebiliriz, biraz düşünürsek ise “Yüzsüzlük” anlamı taşıdığını tiksintiyle fark ederiz.
Hayatım boyunca politik olamadığım gibi ne kadar politikacı hatta politik davranan insan varsa nefret ettim.
Yüzüme karşı küfredebilen baş tacımdır.
Eğer politikacılar olmasaydı Dünya’nın cennet gibi bir yer olacağından en ufak bir kuşkum yok.
En çok itiştiğimiz Yunanistan ile politikacılar olmasaydı sınır kapılarına ihtiyacımız olmazdı.
Dönelim konumuza…
Eğer gönüllerdeki lidersen; bir gün önce “Bozdoğan Kemeri’ni geçersen polisim kafanı kırar” diyen adamın ayağına gitmeyeceksin. Gideceksen de, “İn oradan aşağı” demeye gideceksin.
Nezaketen iki taraf da görüşmeden laf sızdırmadı ama konuyla ilgili tek açıklama yapan AKP Sözcüsü Ömer Çelik, “Sayın Cumhurbaşkanımız CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel’in ziyaretinden memnuniyet duymuşlardır” dediyse orada sadece AKP Genel Başkanı ve aynı zamanda cumhurbaşkanlığı da yapan Recep Tayyip Erdoğan’ın sevdiği şarkılar çalınmıştır!
AT YALANI…
Neymiş, daha özgürlükçü Anayasa peşinde koşuyorlarmış.
İnanmamamız için 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde Paris kökenli RSF’nin (Sınır tanımayan gazeteciler – Reporters sans frontières) yayımladığı rapora bakalım. 180 ülke arasında Türkiye basın özgürlüğünde 158’inci sırada yer alıyor.
Al sana itibar!
Hepimizin Dünya Basın Özgürlüğü Günümüz kutlu olsun!