Baştan şunu söyleyeyim…

Kim ki sivillere saldırır, baş teröristtir.

Açayım…

Japonlar’ın Pearle Harbor baskını kalleşçeydi ama terör saldırısı değildi. Çünkü askeri gemiler, havaalanları, binalar, uçaklar hedef alınmıştı. Amerika’nın Hiroşima ve Nagazaki’ye attığı atom bombaları hem kalleşçe hem de sapına kadar terör saldırısıydı. 150 bin sivil öldü bu saldırılarda!

Zaten geçen yüzyılın ortalarına kadar bugün medeniyetten yıkılan birçok ülke bildiğimiz teröristler tarafından yönetiliyordu.

Sömürgecilik, köle ticareti, ırkçılık, işgalcilik terörizmin arkadaşlarıdır. 1970-80’ler civarı neredeyse tüm medeni ülkeler bu işlerden ellerini eteklerini çektiler. Geçmişte yaptıkları için özür dileyenler de oldu.

Amerika Birleşik Devletleri hariç!

Baş iblis, hatta Ra’s al Ghul Amerika’dır. Dünya üzerinde nerede karışıklık varsa mutlaka bu pisliklerin parmağı vardır.

Bakın kendi yaptıkları SEAL Team adlı dizide bir komando başka bir komando arkadaşına nasıl dert yanıyor:

“Felluce’ye özgürlük ve demokrasi getireceğiz diye Hassan’ı indirmek için 12 sene önce neredeyse ölüyordum. Bugün de Hassan’ın oğlunu indirirken canımı zor kurtardım. Yarın da torununu indirmeye çalışırken ölmek istemiyorum. Belli ki bu yolla buralara özgürlük ve demokrasi getiremeyeceğiz!”

ACI AMA GERÇEK

Geçtiğimiz hafta sonu bir SİHA’mızı (Silahlı İnsansız Hava Aracı) düşürdü ABD iblisi. 2020’de de Ruslar 36 askerimizi şehit etmişti.

Yapan yaptığıyla kalıyor, şu anda kankayız Rusya’yla!

ABD’nin lafından çıkamıyoruz zaten!

Gelen vuruyor giden vuruyor. Kaale alan yok bizi, ben bu duruma kılım.

Sonra Hamas çıktı meydana, ağır bir terör saldırısı düzenledi İsrail’e. Hesapta cezalandırdı İsrail’i.

Yavru terörist devletin yapacağı terör saldırılarına çanak tuttu. Gazze’yi ablukaya aldı İsrail. Kurşunla, bombayla değil, açlıktan öldürecek orada yaşayanları.

Aynı Adolf Hitler’in II. Dünya Savaşı’nda Leningrad’a yaptığı gibi! 872 gün süren kuşatmada yüzbinlerce insan açlık, susuzluk ve hastalıktan hayatını kaybetti!

Bizdeki tatlı su İslamcıları ise hemen çıktı meydana, “Mehmetçik Filistin’e” diye.

Belki ağır olacak ama bir kadını öldürüp soyduktan sonra cesedini yollarda dolaştıranları alkışlayan da başına bomba yağmasına çok şaşırmasın.

Kaldı ki Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanımayan Filistin!

Çin’in Uygur Türkler’ine yaptığı zulmü haklı gören Filistin!

Azeri Türkler’e Ermenistan’ın yaptığı soy kırımı destekleyen Filistin.

Uluslararası her platformda aleyhimize karar alan Filistin!

İsrail bir sevmiyorsa bizi, Filistin bin sevmiyor!

Mehmetçiğin ne işi var orada?

Çok isteyen buradaki Suriyelileri falan da alıp gider Filistin’e yardıma. Sınırımız yolgeçen hanı nasıl olsa, kimse “Nereye birader” diye sormaz!

RUSYA DEMİŞKEN

Akkuyu’ya nükleer santral yapılıyor. Uzun uzun yazacaktım ama kısası da iş görür.

Hani 36 erimizi şehit eden Ruslar var ya, onlara toprağı vermişiz köküyle Akkuyu’da.

Ömer Madra, Açık Radyo’da Ümit Şahin’le yaptığı programda Akkuyu Nükleer NGS A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Anastasia Zoteeva’ın açıklamalarını dinledim.

Anastasia Hanım, “Bunu kendimizde (kendi toprağımızda) değil, kendimiz için inşa ediyoruz. Bu nükleer santral Rusya’ya aittir. Bu bizim santralimiz, başka ülkenin topraklarında bulunan bizim santralimiz” demiş.

Üstüne basa basa kimin olduğunu söylüyor. Yap-işlet-devret değil. Yüzde 100 hissesi Rus devlet enerji şirketi Rosatom’a ait.

Hani AKP Genel Başkanı ve aynı zamanda cumhurbaşkanlığı da yapan Recep Tayyip Erdoğan, “Dünyada 32 ülkede 443 nükleer santral halen faaliyette, 19 ülkede 51 nükleer santral inşa safhasında iken Türkiye’yi bu imkandan mahrum bırakmak isteyenlerin derdi başkadır” demişti.

Bu kez de biz mi kandırıldık acaba!

Üstüne garanti de vermişiz “Kilovatını 12.35 sente alırız” diye!

Rusya’da fabrika çıkışı değil, halkın kilovatına ödediği para 6 sent.

Hem toprağımızı kirletiyoruz hem de fahiş fiyatla üretilen elektriği satın alma garantisi veriyoruz.

Ne yapmış oluyoruz anlamak mümkün değil.

Daha depremi var, tsunamisi var. Bir kaza anında ülkemizin en verimli yarısı kullanılmaz hâle gelecek!

Beynim almadığı için bu anlaşmayı yapanların da beyinlerinin olmadığını düşünüyorum.

Ya da “Ülkeyi Satmanın Elli Rengi” diye sadomazoşist bir film çekiliyor, bizler de figüranız ama hiçbir halttan haberimiz yok!