Yapacağınız siyaseti sevsinler!

Öyle rezil bir siyaset var ki ülkede kusmadan yaşayabiliyorsak hiçbir bomba etki etmez bize. Neden bombayla başladık yazıya, gelin en baştakinden başlayarak anlatayım durumu…

AKP Genel Başkanı ve aynı zamanda cumhurbaşkanlığı da yapan Recep Tayyip Erdoğan, İsrail’in sonraki saldırı durağının Türkiye olacağını söyleyerek, “Ne olur beni bir kez daha aday yapıp seçin” mesajı veriyor iç güçlere olmayan bombadan bahsederek.

Sanıyor ki kendisi yönetimindeki Türkiye istikrar abidesi. Şahsı yerine hiç kimse olmasaydı o koltukta ülke şu ankinden daha zengin, daha itibarlı ve daha hakkaniyetliydi haberi yok!

Ben yüreğini serinletecek bir bilgi vereyim; Türk ne Bedevi ne Arap ne Hamas ne Filistin ne Sisi ne Lübnan ne de İran’dır. İsrail’in paçası sıkmaz bize dalmaya dalarsa da görür ebesinin örekesini.

AKP Genel Başkanı ve aynı zamanda cumhurbaşkanlığı da yapan Recep Tayyip Erdoğan o lafı ettiği günden beri Borsa çakıldı, Nisan değerlerine geriledi.

İçte bir puan oyunu yükseltmek için ülkenin 6 ayını yok etmeye siyaset denmez, başka şey denir de ne dendiğini demem.

HANGİSİ CİDDİ HANGİSİ SİYASETEN!

Gelelim AKP Genel Başkanı ve aynı zamanda cumhurbaşkanlığı da yapan Recep Tayyip Erdoğan’ın ortağı, başkalarının ülküsü için kendi ülküsünü ayaklar altına alan Devlet Bahçeli ile AKP Genel Başkanı ve aynı zamanda cumhurbaşkanlığı da yapan Recep Tayyip Erdoğan’ın dümen suyundan ayrılamayan Özgür Özel’in muhabbetine.

Bahçeli kürsüden, “Vurun, kırın, dökün, asın, kesin” Mesajları veriyor. Bir tek ana avrat sövmediği kalıyor. Sonra aşağıda karşılaştığı Özel’e, “Kırmadım değil mi, siyaseten sövdüm size” diyor. Öbürü de az önce o kadar hakaret yememiş gibi en kibar tabirle şirin şirin sırıtıp, “Yok canım, al bu da öbür yanağım” diyor.

AĞALAR BİZİMLE EĞLENİYOR!

Bu karaktetler kapılar kapanıp yalnız kaldıklarında bizle kafa bulmuyorlarsa ne olayım!

“Sen şimdi bunu de ben de şunu söyleyeyim sonra öbürü de falanı söylesin, gül gibi geçinip gidelim” planlarıyla iktidar-muhalefet tiyatrosu sergiliyorlar.

O gitse bu gelse şu yancı olsa değişecek hiçbir şey olmayacak bu ülkede. 

Kısa bir örnek vereyim…

Türkiye’de yılda 9 milyar pet şişe satılıyor. Bu demek ki 9 milyar pet şişe de çöpe gidiyor. Yarısını kağıt toplayıcı çocuklar toplasa; atık kullanma kapasitemizin çok üzeri, 4.5 milyar pet şişe çöpümüz var. 

Mesela medeni ülkelerde pet şişenin icadıyla beraber geri dönüşüm otomatları da yerlerini aldılar. Bizde neden hâlâ yok o otomatlar, ya da bu otomatlardan söz eden bir siyasetçi?

Çünkü o otomatlar olsa her yıl 15-20 milyon ton çöp ithal etmeyeceğiz, onlar da avantadan olacaklar! 

İlerlemesine izin vermiyorlar ülkenin.

Ne kadar siyasetçi varsa hepsinin yenileriyle yer değiştirmeden ülkenin burnunun çamurdan çıkmasının ihtimali yok!

Visited 102 times, 1 visit(s) today