Birbirlerini öldürenler bile var.
Kapı kıran ev sahibi, kirayı artırmasını isteyen ev sahibinin evini amca oğullarıyla basan kiracı haberleri neredeyse her gün duyuyoruz.
Yalama basın bile bu cazip haber cinsine balıklama atlayıp 3 saniyelik görüntüyü 15 dakika çevire çevire yayınlıyor kitleye. Kitle “Kaynım bana kaydı” programlarını izleye izleye öyle bir kitlenmiş ki artık kızamıyor bile insan.
Çevirip soruyorlar sokakta birine, “Hayatından memnun musun?” diye. Yarım saat anlatıyor çocuğuna süt alamadığını, kirayı zor ödeyebildiğini, eti unuttuğunu, ekmeği kuyruğa girip 3 lira ucuza aldığını. Elindeki poşette 8 ekmek, evde de 4 kişi olduğunu söylüyor. Bu mantıkla adam başı günde 2 ekmek yiyor ev ahalisi. Yani kuru ekmekle besleniyorlar.
Belli zar zor hayatta kalan bir aile, sonra komedi başlıyor. Röportör öldürücü soruyu soruyor.
– Oyun kime?
– Reis’e tabii.
– Recep Tayyip Erdoğan’a mı?
– Hııı.
– Ama geçinemediğini, aç olduğunu söyledin, pahalılıktan şikayet ediyorsun!
– O yapmıyor ki zamları.
– Kim yapıyor?
– CHP!
– Ama onlar iktidarda değil ki.
– Ossun, zamları CHP yapıyor Reis’i kötülemek için.
Bin çeşidi var bu tür muhabbetlerin; kıç kılından aya duble yola kadar.
Bu AKP’nin tek başarısıdır. Ülkeyi batırdı ama kitleyi öyle bir hâle getirdi ki ne kitlersen kitle tutuyor!
“Reis dün Ankara’dan İstanbul’a uçarak geldi” desen, “Helal olsun, yapar valla” diyecek bir kitlesi var.
Dün ak dediğinde alkışlayanlar bugün aynı şeye kara dediğinde de alkışlıyorlar. Dış politikada her atarlandığının ayağına gitti; kitle atarlanırken de ayağına giderken de alkışladı.
Goebbels mezarında şişe takılı kuzu gibi iki ters bir düz dönüyordur, “Ulan Hitler’in propaganda bakanı olarak tarihe geçmiştim ama bunlar papucumu dama attılar” diye söylenerek!
Yani durum bu; halkı uyutarak, uyumayanını da döverek ya da hapse atarak susturdular. En korktukları şey ikinci bir Gezi Parkı direnişi yaşamak.
YÜZDE 25 MASALI
Konumuza dönersek; ekonomiyi öyle batırdılar ki bir yılda sürünmeye bıraktıkları emekliye bile yüzde 80-90 zam yapmak zorunda kaldılar.
Artık çalışanların neredeyse yarısından çoğu asgari ücret alıyor. Bu konuda dünya lideriyiz. Bizi kıskanmaktan uçuklayan Almanya’da bu oran yüzde 6.6, Hollanda’da 6.1, gariban diye baktığımız üç günlük Hırvatistan’da 5, Konya’dan küçük Belçika’da 0.9.
Değil bizi kıskanmak, dizlerini dövüyorlardır, “Ulan yüzyıllardır bu Türkler’den kurtulmak için çevirmediğimiz dolap kalmadı. Yüzbinlerce can verdik. Çıkartsaymışız zamanında bunlara bir Reis, nasla masla imha edecekmiş zaten ahalisini” diye içlenerek!
Maaşlara neredeyse yüzde 90 zam yapıldı. Bakmayın siz Pinokyo TÜİK’e, ota boka en aşağı yüzde 150-200 zam var ama kiralara yüzde 25!
Mantıksız değil mi, adama sorarlar, “Be kardeşim ev sahiplerine mi güvendin de ekonomiyi çökerttin” diye!
Sakın, “Ev sahipleri zaten varlıklı insanlar, kiracıları koruyor Reis” diye düşünmeyin; tahtını koruyor, en korktuğu şeyin gerçekleşmesini önlüyor.
Eskisi gibi TEFE-TÜFE ortalaması oranında zam devam etse neredeyse hiçbir kiracının maaşı yetmeyecek kiraya.
Barınamayan, eve ekmek bile alamayan, çocuğunun açlıktan eridiğini gören ana babanın tek çaresi kalır. O da sokağa çıkmak, ölümü göze alarak sokağa çıkmak.
İşte AKP Genel Başkanı ve aynı zamanda cumhurbaşkanlığı da yapan Recep Tayyip Erdoğan’ın en korktuğu şey! Önlemek için kira zamlarını yüzde 25’e kitledi. Ev sahipleriyle kiracıları da karşı karşıya bıraktı. Vicdansızı zamanını (10 yıl) dolduran kiracısını çıkartıp 3-4 katına başkasına kiralıyor, vicdanlısı orta yolu bulmaya çalışıyor.
Zamanı dolmamışlarda ise büyük bir kargaşa yaşanıyor ama umurunda mı dünya nasıl olsa saray bedava!